Karanlık
Bir damla göz yaşıyım, çığlıklar diyarında
Doruklardan aşağı, aktığım düz karanlık Dünün vasatı yokluk, umut belki yarında Maskelerin altında, baktığım yüz karanlık Kül kaplamış üstünü, mor menekşe sümbülün Şavkı bitmiş güneşin, kokusu yitmiş gülün Yankı bulmaz feryadı, dertli öten bülbülün Gül-zar gurbeti olmuş, aldığı haz karanlık Kanımda dolaşırken, yalım alev bir sızı Yarım eder bütünü, sevdaların hırsızı Nirengimle buluşan, kervan kıran yıldızı Pişman olup peşinden, çıktığım iz karanlık Ne bir ses, ne bir ışık, yine yollar dolaşık Yarama çekilen mil, zehir, katran bulaşık Yanmaya dayanmalı, dense bile her aşık Başımı yastık diye, koyduğum diz karanlık Efkârım, intizara biçilmiş mihenk taşı Kopsun der o kıyamet, alsın akılsız başı Kaybolmuş, yaprakların gölgesiyle oynaşı Gecenin leyli kalmış, sözde gündüz karanlık Hiçliğin nebzesinde, saklanan giz karanlık… Erol URAZ 02.08.2014 Eskişehir |
Ve ''Her yer karanlık, pür nûr o mevki, magrip mi yoksa, makber mi yâ Rab!,,
Işıkların söndüğü, gündüzlerin zından, gecelerin parıltısız kaldığı an, o korkunç kabuslu zaman...
Onca karamsarlığın dışa vurumu öylesine etkili olmuş ki, şiir güne düşmüş ve seçkileri hak etmiş.
Sayın Uraz, tebrik ve takdirlerim böylesi hüzün için olmasaydı keşke. Her gecenin bir sabahı vardır. Tüm ışıkların içinizde yanması dileğimle, esen kalınız!
Harika yazıyorsunuz usta kalem!