nasır
Sen ufack tefecik kal
Zaman uzasın sar böyle alnına şiiri serin başın ağrımasın küçücüktüm çiğit kadar babamın alnındaydı elim öyle pamuk tarlası öyle kehribar kayıp dua sonrası sıkı iç ferah salıncak yeniden bas beni ahlat boynuna bu saçlar biliyorum uzar zamanla çay da demlenir o ellerin var ya o bayram sabahlarımın şeker tadı aklım bi ona zil çalıyor bi ona albasıyor yağmurda kapılar kendinden saçılıyor duvarlara camlarda tırnağımın gölgesi sen hep gülümsersin ben hep arkamı dönüp bakarım bi yandan ıhlamur kaynar kuzinenin üstünde kan kırmızı patates baskısı gibi içerlerim kurumadan yüzüme asarım sonra kokulu ayvanın yanında duvara bana bak bana uzak istasyon türküleri söyle bu ara inanmak istemiyorum ölü olduğuna ne doldu bana ben nasıl bi yusuftum da boşalttım aç kuyuların tokluğunu gelsin şimdi elin sıvazlasın ömrümü çay içmek istiyorum durmadan salıncakta hem de bu dağdan bu buluta ben bu şiiri yazarken sen şimdi çok yakındasın kalemim tükeniyor ve kış kapıda bayatlamasın diye kremalı bisküvinin üzerini kapattım bi yandan sayfanın kenarına sarmaşık çiziyorum olur da gelirsen nasır tuttun aklımda |