SENİ BEKLERKEN ISLANAN HARFLER"A" şehrinden "B" şehrine kimse gitmiyor. Muslukların işbirliği doldurmuyor havuzları. Kendini ayrı bir havada hissediyor değer verilen "X" ve Yokluğun, Altı delik ayakkabı gibi ıslatıyor çoraplarımı. Ben çokça ayakkabı boyadım Ordan biliyorum. Bilincim azatlığın zirvesinde diş çemkirirken, Sen şiir diplerinde mısra arıyorsun yanlızlığına Bir göçebe çadırında yüzünü tanımlıyorum dağ yamacına. Üstelik yağmur damlıyor. Islanıyor işçi durağında bekleyen çocukluğum. İçinde ortadoğu geçen bir haberde ölü bulunuyor mizacım gereği kadar üzülüyorum ve az ölüyorum Annemde yok Taksici, devrik gözyaşlarıyla bana ağlıyor. Kayda değer değilmiş Olsun. Ben yinede ölüyorum. Güneş seni bilecek, yıldızlar seni bilecek Kozmolojik bir haber gibi alt yazıyla geçeceksin gözleriminden. Seni anlatan bir hikayeden sürülecekmişim. Olsun. Sırası değil ama şimdi bir taş verde kırayım kafamı Bir makas verde kalbimin balkonuna asılı duran k/adını keseyim. Yüzün atsız gidilmez bir yol gibi, Bir nal verde sana geleyim. İki heceli seviyorum seni En deşifre edilmiş öznemsin cümlede. Bütün harfler görgü şahidin Parantezler basıyor aklımı Uykum çalınıyor ben seni şaraba anlatırken Saat kaç bilmiyorum Keçilerimi kaçırıyorum bozkurlarında Birazdan bitecek Tanrının resmi Sokak kedileri intihar edecek. Sen kolumdan düşeceksin Kaybedeceğim seni bir toprak parçası gibi. Büsbütün vatansız kalacağım biliyorum... pynst_ |
Hımmmm güzel.
İnkansızlığın dibine vuran şiir
Kırmızı şarap gibi koruk tadında.