Tırtar / Yörük-Son Katar
“-hinci ki ğibi deği(l)
köyün bazar yoluydu orası, harman sonu güzün başlarıydı Entelle sehillerine taraf yazlakdan dönerkene Çataldepe yolundan geldi yörük kervanı çoluk-çocuğu, denkleri , davarı, devesi” “havayı ey deli gönül havayı ay doğmadan şavkı sarmış ovayı yörük gızı gatar etmiş mayayı çekip ğider ala ğözler sürmeli” Hacallar Ma(ha)llesi tarafından geldi Yörükler bir toz bulutu kapladı, ortalığı önşe iri-yarı, ak kıllı keçiler, bildiğimizden iri ay boynuzlu dekeler çobanların öğünde belik-belik sürüleri ve sürülşerin içinde, ipleri çobanların elinde iri-yarı, hıltarlı deyneğe bağlı köpekleri böbekler, yeni doğan oğlaklar yükün üstünde çobanlar i(l)k tefa duyduğumuz tiz.. ıslıklarla, olmadık nidayla bağıralak ellerinde soyulmuş söğüt dalından uzun deynekler usulcacık yere vururak, “yoldan çıkanlar”ın öğnlerine savuralak daha sert, kaba-sövgülü arkalarında göğe yükselen toz bulutu bırakalak alakeçili, akkeçili onca sürüyü bir başlarına sürüp götürdüler ardından develer.. develer.. develer deve katarının en önünde palanlı eşek üstünde zülüflü, al-yeşil-sarı poşulu, parlak yeni guşamlı, boynu boncuklu, cicili-bicili düğüne gider gibi süslü.. arkasında sarı saçları belik-belik uşları deve boncuklu, nazar boncuklu örüklü asil, vakur, dik başlı.. alma yanaklı elinde öndeki devenin yuları ceylan gibi bir yörük kızı develer bir o bir bu yana bakalak ağaçların tepelerini yolalak boynunda gerdanında havudunun arka kaşında löngürdeyen çanlarıyla vakur yörük kızının ardına takılıp bir o bir bu yana bakaşıp geçip gitti boduklar, develer develerle yörükler her birinin yuları bir önündekinin havudunun arka kaşına bağlı kocaman semerlerindeki heybe gözlerinde sanki asılı küçük alma yanaklı çocukları sürüye ayak uyduramaz oğlakları develer üsdünde eşyaları çadırları herkes birbirine, çift hörgüçlü deveyi boduğu , daylağı , tülüyü , hecini , buğursağı , besereği , mayayı gösterdiler develer boynunu uzatıp bizi yutuverecek gibi karşılıksız koymadılar ilgimizi muzip çocuklar gülüştüler.. dizelendik bütün köy; katarın yolu boyunca anaların kucağında babaların omuzunda pencerelere hanaylara damlara, yan yollara çelen gerilerine develer geçti gitti birbiri ardına ulam ulam heyecanla koşturduk yanlarında bakakaldık arkalarından hangisine bakacağımızı kime neyi anlatacağımızı, neyi göstereceğimizi bilemeden, hepimizin ilk defa duyduğu ben bir tek boduğu.. ve yoğun bir löngürtü içinde meraklı bakışlar altında son devenin hemen gerisinde çocuklar giderek daha kalaba kapıştılar, hediye ettiler en taze deve bokunu elleri, cepleri dolu katarın hemen gerisinde hummalı bir yarış içerisinde herkesin ilk ve son deve anısı oldu.. DİPNOTLAR denk: yükün eşit ağırlıkta ikiyi ayrılmışından her biri hıltar: köpeklerin boynuna takılan çivi korumalı tasma, kurtlarla çatışma halinde, kurt; köpeğin ömüğüne saldırırmış, nefessiz bırakıp boğarak öldürmek amacıyla, o yüzden 4-5 cm kadar sivri demirli hıltarlar kullanılırdı.. boduk : deve yavrusu daylak : erkek deve, damızlık dişi deve tülü : uzun tüylü tek hörgüçlü deve hecin : iri yapılı, uzun boylu tek hörgüçlü hızlı koşabişen deve türü buğursak: çiftleşmek isteyen dişi deve buhur : çift hörgüçlü erkek deve beserek / besrek : erkek deve maya : dişi deve çift ve tek hörgüçlü develerin çiftleştirilmesi ile tek hörgüçlü, melez tülü (tüylü) develer elde edilir. Tülü develerin erkeğine besrek, dişisine maya denir. |
Saygımla