Tırtar / Şaşkın
bu arada
"-hadin mesel söleyelim" denir mesel dedikleri; masal, hikaye, “-amma aslı var-amma yok, Orasını ben bilmen Allah bili(r)” diye başlanır söze bulmaca, bilmece ama sonuçta eğlenilir "bir evde; bi gocağarı, bi garı-ğoca iki ğız, bi o(ğ)lan" “falancalar”, “filancalar “diye bilemediler mi "-kimin evi hadi deyvi" “-nereyi verecen” “-sen nereyi isdeyon” “-köy, möy istemen, ille şe(hi)er verecen” taraflar; kıyasıya bir pazarlıkla büyük şehirleri isterlerdi sevdiklerinin olduğu şehirleri bir de bildikleri, gördükleri abilerinin asker oldukları yeri; Hozat, Polatlı, Posof, Hasdal, Kırklareli karşı tarafdan sevdiklerinin olduğu yeri kaptırdıkları şehirleri geri isterlerdi, bazen ipucu bile pazarlığa tabiydi “öte malle de mi? bu mallede mi?” .. “aşşa mellede mi? okarı malle de mi? .. “orta mallede mi? dere malle de mi?” zor bilmece sorarlardı görmek istedikleri yerleri geri alırlardı, şamata sürer giderdi rekabet kızışır herkes birbirine girerdi iş gerçek tapusunu almaktan beterdi aslı varmış gibi, kavga ederlerdi inadına kavgalaşılır yemin billah ile küserlerdi araya aileler girerdi.. sanmayın barışılır.. ve illa kastedilene itiraz.. daha doğrusu her şeye itiraz vardı.. bağrış-çağrış arasında ta ki yorulana yanlış evler sorulana kadar “-bi evde bi çocuk” gelde çık işin içinden en son cevabın “-cami evi” olduğu çıkar öteki hiddetle bağırı “-Yakıp Hoca?” “-o dün köyüne getdi daha gelmedi” “-asgere mi ğetdi millet nerden bilcek” etraftan doğrularlar “-iki ğündür ezeni Kabış Musa okuyoru ya” “-Yakıp Hoca olsa da Musa okuyo” sürer gider kaybedenin itirazlar. bir başkası “-bi evde iki garı?” bütün köy taranır yok Allah yok “falancalar” “-ı ıh” “filancalar” “-ı ıh” cezası ödenir, kim peki “falancalar” “-iki garı tamam da ee sen bi adam demedin ki” “-.ikdir et canııım onu da mı adamdan sayıyon” “-olu mu canım ne demek” “-yau ha varlığı ha yokluğu ona filen, mendil deye burnumu silmen ki olsa da olu(r) olmasa da mosulamazın teki” orada akrabası ve sair yakını olan varsa ya hiçbir şey olmamış- denmemiş gibi yapılır ya da kahkahalar atılır “-sizin iki dağınız var, bizim beş” “-birini saylamayız yannış sormuşsunuz” “olsuunn” “-amaan neyise, boşlan şunu dedeniz mesel deyvicek sesinizi kesin de onu dinlen” …. ebem bir emrivaki ile çıkışır “-ee hadi gari dede ev gari! evivi(r) bireş sen de” dedem bir heybet, azamet ve ciddiyetle başlar “mesel”e sesler, kaynaşmalar diner pür dikkat dedemi dinlerler küsleri yan yana getirir hizaya gelmeyenler beklenir "-eveli bi varımış, bi yoğumuş pire berber iken, deve dellal iken ben anamın beşşiğini şıngır mıngır sallar iken anam düştü eşikden bobam düştü beşikten" demeye galmaz çocuklar itiraz ederdi “-boba beşşigden düşer mi yaa” “-mesel bu deyen böyle demiş, goyan böyle gomuş biz, biz bizidik otuz iki gızıdık ezildik-büzüldük bi araya dizildik” “-bek eyi, çok dürüs(t) bi adam sefaletden bıkmış, biğün bi hırsızınan garşılaşmış, hırsız da Allaha yarar bi işi yok öksüz-yetim bilmez, beynamazın teki, münafığın önde ğedeni emme bakmış; hırsızın durumu kendi halinden oldukcana eyi yediği öğünde-yemediği arkasında kendi durumu demişsin ortada elde yok, avışda yok, cep delik, cepken delik! çoluk-çocuk aş sefil cümle alem biliyo hali Mısır’da “Sağır Sultan”a malim “-yau sabahdan ağşama rızık uçu didinen, çoluk çocuğunun nafakasını temin etmeye çalışan ilerde başına bi dert gelir deye çoluk çocuğunun nafakasından kesip emek verip üş guruş gazanan, guruş guruş irkiltmeye çalışan adamın, malını nasıl çalar insan, nasıl boğazından geçer de nasıl çoluk-çocuğuna nasıl yediri” deyince hırsız efendi; “-demek kiyne ona değil de bana nasip olcağmış, kader diye bir şey var” rızık meselesi kısmet böyleymiş nasip buyumuş atmış savurmuş vizdanı ırahat yan gel yat” neyse uzatmayalım vardan-yokdan bahsederkene arkadaş olmuşlar, hırsız buna “-yau boş ver hinci haramı halalı” “-yau olmaz, çoluk-çocu(ğu)m mar” “-sen benim dediğimi yap, gerisine garışma” netdi etdiyse, hırsızın izbarından gurtulamayoru adam da “pekey” deyoru derkene ikisi barabar böyle-böyle gonuşalakdan bi depeye varmışlar va! bi baksalarıkı aşşada bi ileşber çi(f)t sürüp duruymuş hırsız “-bak hinci demiş hu adamın öküzlerini çalacaz” bizim ki “-nassı olu len, önündeki öküzlerinen çift süren adamın öküzü nası çalınır Alla(h)sen” hırsız “-garışma sen” deyo, “-bak hinci, ben adamı öküzlerden uzaklaşdıracan, sen de öküzün birini al ho yanna do(ğ)ru sür get ahşamınan felan yerde buluşuruz” bizim ki etiraz etmiş “-ya adam beni yakalarsa” “-yakalayamaz ben onu oyaların” mezburen biziki gene “-pekey” demiş hırsız gomuş öte yanna getmiş, senin hırsız bi çalının garaltısına sinlenmiş yekdepden başlamış ünnemeye “-şaşdım” gene ünnemiş “-şaşdım” .. “-şaşdııım, şaşdımmm” ileşber önşe bi ırgalanmamış bizim hırsız yaygara üsdüne yaygara basmış “-şaşdım” …. “-şaşdım” ileşber gulak gabartmış adamın biri fira bağırıyomuş “-şaşdım” da “-şaşdım” gulak vermiş, adamın biri yırtınomuş ha-bire bağırıyomuş “-şaşdıııım” “-şaşdım” ineyise uzatmayalım, aydın havası ossun bizimki verip-alıp bağıra dursun “-şaşdııııııım, şaşdım!” deye ileşber “-hooha” deyo öküzleri durduruyo adam hala bağırıyomuş “-şaşdııım!!!” “-şaşdım” çift sürmeyi bırakıvırıyo korunun içinde bağıran adamın yanına varıyo “-len epap hayrola yau, dur bi dinlen, meselen ne” bizim hırsız hala yırtınıyo “-şaşdıııııım” “-şaşdım” ileşber bi tütün sarıyo “len epap, yak bakayın bi yau senin bu ğadar derdin ne a(ğ)lamayan çocuğa emzik vermezler anlat bi çarasına bakalım neye şaşıyon bu ğadar” bizimki hala yırtıyo kendini “-şaşdım da şaşdım” ………….. “-şaşdım” da “-şaşdım” …….. ikki sahat “-şaşdım” deyo da başga bişiy demeyo hırsız efendi bu ğarada yan gözüynen de bi tarafdan ötekini gollarımış köylü öküzün tekini epey bi götürdükden sonura hırsız ağıdı fiğanı bi tarafa bırakıyo ileşber de ha-bire noldum öldüm, izbar ederimiş “-epap neye şaşdın sen yau” hırsız en sonunda “-ülen” demiş, “hurda bi adam mar” deye ileşberin çift sürdüğü yeri gösderirimiş ileşber “-eee” demiş “-işdecik o adam tek öküzünen çift sürüyo da ona şaşdım” demiş adam dönüp bakmış hakkatan öküz tek bi daa baksaykı “elle ezzatını!” adamın biri almış öküzün tekini sürüp geder seğidiviymiş arkasından söğelek-sayalak “-laouynnn” bilmen nesini neyttiğimin adamı “-dur lauyn” epili bi peşinden getmiş emme etişmenin imkanı mı var bu ğarada bi ta(ha) dönüp baksaykı birez önceki herif de hemi öküzün öteki tekini hemide eşşeğini öte tarafa do(ğ)ru sürüp çekip götürüp batı(r) geri dönüvümüş bu sefte de ona bağırıp, söğüp-sayıp govalamaya başlamış tabii etişmenin mümkünatı yok iki arada bi derede galmış öküzün biri bi tarafa, öteki öte tarafa eşek dersen cabası dinmiş seğitmekden dizlerinin bağı çözülmüş olduğu yere çömüdmüş bu sefte de kendi başlamış yırtınmaya “-şaşdıııım” ……… “-şaşdım” …… “-şaşdııııııım, şaşdım” ……….. “-şaşdıııım” ….. “-onnar deği(l), ben şaşdım onnar şaşmadı ben şaşdım” deye |
Kutlarım harikaydı kulağım çınladı yaşattınız hikayeyi
Saygımla