ŞİİR YAZDIĞIMI SANIRDIM...
Ölmeli mi kimsesizlik, yorgun mabedimin
Üstüne örten bir peçe kıvamındaysa? Gömmeli mi ya da yaşayan ölüleri, Hem de mola verdiğim her durakta Bir düş’ün arka yakası iken Sırtlandığım ah yüklü töhmet… Devrilmeliyim belki de: İki seksen nakşeden göz pınarlarımda En hoyrat kelam iken Görünmezliğin tecellisi buruk bir ahkâmda, Yankısını da göz ardı etmeden Silinip gitmeliyim Kurşun kalemin marifeti Yüzümde yarım yamalak bir tebessüm. Nizamı kayıp bir şehirim hanidir Üzerini usul usul örttüğüm… Sessiz o da benim gibi ve kırgın bir terennüm Boyutsuzluğun coğrafyasında devinen. Kırılgan ney’in buğulu sezgileri, Kırılganlığın atlası darmaduman hüviyetim, O soluk benizli adamların karargâhı Yetemediğim her tahakkümse Israrcı mülkiyeti Bariz terk edilmişliğim. En hüzünlü şiire konuşluyum bu gece: Yitip gidenlerin nezdinde Elimde dolu bir sayfa İmgelerin çığırtkanlığı ve altında tek bir imza: Kayıtsızlığımın şerhini düşecektim oysa şiire Eğer ki rüyalarımda yakalandığım bir ozan olmasaydı Pablo Neruda. Dün tanıştım zati halleriyle: Bendeki de cehaletmiş hani, Şiir yazdığım sanırdım, Al işte indinde bir şiirin Hükmeden kaderin tasarrufundaydım Yakalandığım hazanın naif tınısı kulaklarımda Belli ki aniden rast geldim ölümüne Yeni tanıştığım şairin. Pür-neşe çığlıklarının vebali mademki Şiirde kaybolmalara alışkın bir yürek Neydi o zaman yaşadığıma dair Evrenin buyurduğu kehanet? Bir tutam sevgi de yetmedi, Boca ettim bir kavanoz şekeri, İmdada yetişti tezgâhtaki çilli kız: Hey, siz, dediyse de Alınmadım hani üstüme, Pudra şekerinden bembeyaz şiirin üstü başı Ve kaygan bir zeminde Rahmet okudum şaire, Derken fısıldadım kulağına sessizce: Hadi, tut elimi! Deseler ki demediğime delalet, Desem ki dendiğine dair nice mütereddit Tebessüm, aşka âşık bir yürekte Tek bir izlek yine pervasızlığımın hâkimi Ve deseler de demeye çalıştıklarını Bir bir çalsam fıtratından belirsizliğin Gölgesine de sığınıp İade etseler itibarını yaşamadığım zamanların. Miskin ruhlar kopçalandıkça askıdaki yalnızlığa, Biraz da koptukça düğmeleri İki yakası bir araya gelmeyen mahzun terennümlerin: Yiteni yâd etmek gecenin hürmetine. Sığmaz iken karanın celbi Pabuç kadar büyük dili İstifli gölgeleri Payidar kılacak kadar cafcaflı Bir hüzne. |
Çok çok güzeldi.
Sevgilerimle