nâr-ı ekim..şiirin eli nereye uzansa parmak uçların gezinir bazen mısralarımda. firar ettirilen yaşanmışlıklar aşık bir temmuz gününden uzanır o vakit. ne hazan düşer aklara bulanmış saçımın teline ne de yağmur değer gözlerimin nemine. güneşin elleri ısınırken, bir türkü duyulur bin ömre değen an/lar/dan (köy kokulu dağ ceylanım). kimse bilemez hem tahta kapıların üstündeki imleri, serin serin üfleyen rüzgarın dilindeki besteleri. toprağa yakın olan tenin kem gözlerin ırağındaki cennetten beklendiğini. ey benim mevsimsiz dökülen yaprağım. incinir bulutlar her bir gölgen geçerken kirpiklerimden. idam edilir gaybana ruhum, düşlerim düşerse kefenimden. ey benim yarım kalan yanım. gecenin ahrazlığında usumun serseri düşünceleri ıslık çalıyor avare avare. anılar desen kül tablam ağzı bir dolu, anla işte. bugün de Rabbimin seni bana bahşettiği gün ya ondan bu duygu patlaması. yokum ya yanında, ondan canımın ölesiye yanması. .... mutlu yıllar sevdiceğim.. emel güneysu/onbeşekim |