EN ÇELİMSİZ SIRLARIM...
Benliksiz yarınlardı seninle yol almayı dilediğim:
Dilendiğimdi sevdan, dilinden düşürmediğin En içli yakarış, Hamdolsun demek kadar, Birincil aidiyet, Muhafaza ettiğim sen yarım. Dilimde kekremsi ve gönülsüz yarınsızlığım; Sensiz cümleler dokunurken yarama: Yansız telaşların, densiz savaşlarım, Soluksuz nöbetlerimden arda kalan Sisin çömez yetimi, Gözlerinde eriyen mum ışığımı Güneşe armağan eden Belli ki en çelimsiz sırlarım. Azade edilesi en kıdemli mertebe, Ulaşmakla kalmayıp Burnumu sürtmek en derin hazan: Ötelenmelerden ibaret kim bilir kaçıncı yaram? Dengi dengine bir öfke kaynasa da içimde, Susmalarını içtiğim kuru çeşmenin yalnızlığı; Dertop olmuş kimliksizliklerin girdabında kaybolmuşluğum: Her bir katresi Ve en sinsi tehdit; Ansızın bıçaklandığımdan Bu yana, Kemiren kurtçuklara hibe ettiğim densizliğimden Sızan en renksiz irin. Gözlerin akı dönerken ala, Alayı nöbetlerin, Konuşmayı beceremediğim O tedirgin lehçem. Detaysız imlerde miadı dolmuş, Sıra sıra meşk eden hüzün yüklü serzenişin mabedi Yine aşkı tevafuk bellemiş yürek sızısı. Dönmek ekseninde, Dönüşmek kıvılcıma, Nazarında bir celp belki de Anlamsızlığın soluduğunda, Soluk soluğa düştüğüm düş pazarında; Koşmak peşi sıra bilinmezin; Detaylarda kaybolmakla eş değer Saptığım tali yollar: Bile bile o çıkmazın sapağında, Çakma aşklara dil uzatan aşk meleği Siper etmişken büründüğüm kefeni. Densiz tehditler, Varsıl bir ikamet olsa da şu kayıp yürek, Hazana teğet geçen bir ekim sabahı, Dünden öncesi olmayan, Yarınsızlıkların kıblesini tehir eden… Sıkılgan yanım; Sokulgan cümlelerimin gözünü tehdit bürümüşken, Hangi aklı evvel sancıyı geçirecek ki Özlem denen hezeyan? Sağdan sola sayarken, takıldığım son hane: Kimliksizliğimin nüansı işte Boşluğun takriben o yansızlığından sızan; Son bir yordam Olsa da cenge çıktığım Aşk meydanında, Hangi aklı evvel imge ise Sensizliği tuş eden. İhbar etmek aşk’ı, Çatık kaşlı bir özlemle içmek olsa da En heyula yoksunluk, Söz birliği etmiş onca lehçe, Çıkmadık candan mademki kesmemişken umudu. Hardal sarısı ufuklarda, Uçuşan telaşlı kuş sürüleri; Seferberlik ilan etmişken Tehir ettiğimden de öte, Ismarlamak gelecek sonbaharı. Henüz damıtılmamış bir hüzün gecesi, Kıvamını bir türlü tutturamadığım mutluluğun Çetelesini tutmakla eş değer Gönülsüz sitemlerimden damlayan Onca münafık gözyaşı. Tesellisi yine içimde saklı, İçin için kaynayan. |