Biz seninle, kağıt ve kalem gibiydik... Sen dokunmamı severdin Ben sana dokunmayı, en çokta sarılmayı severdim değil mi ? Her buluşmamız ilk bahar ve her veda bir son bahardı seninle...
Bir gün, SoN noktayı koydun, kendi ellerinle Bir gece sırılsıklam ıslandın yağmurda! Islattın yazımızı... Yıpranan, dokundukça parçalanan bedenindeki İzlere sor tüm bunları..
Söylesene; hiç mi canın yanmadı, ihanet ederken içimdeki sana ? Saatler Üç’ü gösterirken, ben nasıl olur da hala iki(kişi)ymiş gibi yaşarım hayatı ! Oysa çok şey beklemedim ki... Bir ses, bir nefes versen Alev alev tutuşmaya, dünden razıydım ben.
Ve Şimdi sen Mürekkep tutmayacak kadar ıslak Kurşunun değmeyeceği kadar hassas Kendi tarihimizi yazamayacak kadar Alçak(ta) sın... Bense Artık o kadar aşağılara inip, geri gidip... Yine, yeniden bomboş bir sayfada bile seninle karşılaşmayacak kadar yalnız... ve ayracın bile olamayacak kadar gururlu biriyim.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kağıt ve Kalem Gibiydik şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kağıt ve Kalem Gibiydik şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Ve Şimdi sen Mürekkep tutmayacak kadar ıslak Kurşunun değmeyeceği kadar hassas Kendi tarihimizi yazamayacak kadar Alçak(ta) sın... Bense Artık o kadar aşağılara inip, geri gidip... Yine, yeniden bomboş bir sayfada bile seninle karşılaşmayacak kadar yalnız... ve ayracın bile olamayacak kadar gururlu biriyim.