heyulaalıp götürür akşamlar güvendiğim dağları bi türlü bağlayamam umudu ellerim ilmek tutmaz soğuk kış üzerime düşen ne varsa giyindim sandım ki ısıtır bi gül sabaha karşı ağarmadan gün bi tiren sesi anladım gurbet açmış şakaklarında ufkun bi rüya hali hem de kargış yenimi bırakma emi çocuk sesinden türküler gibi ufala ufala denize inen kan ve kedere benzeyen kelimeler aktı çiçek alış verişlerimizde tamam uykumuzu kısık gözlerimize verdik ince ince uzandı yüzümüze rahat bi batmaktı soyunup apar topar demir denize bilsem büyütür müydüm bu kadar gürbüz bağrıma bastığım ellerimi yalımın ayasına sürer miydim o uzak istasyon kokan buruş buruş dağ yollarına terk eder miydim sesimin en lirik halini kaçıp kaçıp saklanıyorum ağacın arkasına annem beni bulamıyor babamı ben kaybettim birazdan kararacak oysa hava o son gülmelerden sonra dağılacak kalabalık kuru bi dal gibi kırılacak avurdumda yalnzlık |