Ses Sarkaçları
sıkılı diş bir şey yapamaz
gel kendi üzerine kapan yeraltıcıların işi bu biliyorsun bu yara böyle kapanmaz fena dağ yolculukları diliyorum bizim için etekleri toprakla oynaşan beyzade tül bir türlü gece olmuyor burası bizi anımsıyorum güneşle koyun koyuna daha da ötesini görmüştü istemiyordum gelmesini yemin ederim ayrılığı düşündüm yüzün silinip gitti kargalar kaygılandı utanıp çektim siyahı üstümüzden adım adım geriye gitmek istiyordu gitmek istiyordu çok bağırdık çok korkunç şeyler oldu yoksul yoksul yol mayınına çarparak ölen kahraman oluyordu bir birimizi kandırıyorduk ip incelik üstünde inkar sisin şahitlik ettiği ses kayıtları yorgun dalgaların şifresini çözüyor zaman vurgunu dudaklar ölüm ikliminden bilinmeyeni seziyor. |