GOLGOTALI KADIN
sirenler çalıyor
yıkılmış kentlerden sokaklarda çırılçıplak bir çığlık faili meçhul giysiler içinde hüzün işlenmiş gergefine golgotalı kadın çarmıhlar endamlı çarmıhlar billur sürahilere dolduruyor şair rakısını kesme kadehlerden sunuyor hüznü akşamların inceliğine gidelim golgotalı kadın gidelim bu kentlerden antik yollara düşelim seninle bir haziran sonu yazıtlarda arayalım ölümsüzlüğü boy boy kırık lahitler aramızda dizili kaç yıl sonra kavuşuruz bilmem retorik yalnızlığımızdan çıkıp endamlı çarmıhlara duyular kaybettim çokça zirveler uğruna mübadil hüznüm metropolitan kimliğime yenik antik yollara düşelim seninle bir haziran sonu sokaklar boyunca hiç ardına bakmadan gidelim çapraz fişeklikler kuşanmış savaşçılardan uzaklaşalım şair billur sürahilerden rakısını golgatalı kadınlar için doldursun uzun yolculuklar oyalar bizi hüznü çiçek çiçek giyinip düşelim bir haziran sonu yollara yaralı kuşlarını almayı unutma onlar da kurtulurlar belki kafes pazarlıklarından şehrin uslanmaz çocuklarından gemiler hazırladım gece yarılarına loş ve ıssız köşelerde ne diye öpüşüyor kuşlar yılkı atı gibi savuruyor zaman anıları tanrısal yolcular götürecek bendeki yaralı kuşları gidelim tan vakti ışımadan yeryüzü çırpınıyor kuşlar şairin billur sürahisinde senfonik kanatlarla hüzünle uzanıyor kağıdına savruluyor deli çığlık hazanda şair kaldırıyor kadehini fesleğen kokulu yalnızlıklara yol alıyorum çıkmaz sokağıma göğsümde uyutacağım masallarını adını bağışla yabancı golgotalı kadın zakkum pembesi şalını örttü anıların üzerine yitik ozan soğd şarapları içti kadının kızıl dudaklarından ten de ürkünç sevdanın gizi aynalarda solgun renkli şehrin göçkün kederi soğd şaraplar içen şair ve golgotalı kadın sonsuza beyaz atlarıyla ulaştılar ÖMRİYE KARATAŞ 16.08.2016 foto:Vincent Van Gogh’un Son Tablosu |
Şiirleriniz çok yönlü hepside güzel falezlerin üstünden okuyorsun bizlere şiirini.
Duyguların eksilmesin.