yaşamın en haliyim
elleri nasırlı bir emekçidir babam
daha dün çocuklar ölürken daha dün sokaklar yakılıp evler yıkılırken sen o yitik şehrin uzağında kalıyordun bende içindeydim o şehrin zulmet içindeki kötülüğe içindeki kahpeliğe zulmet küfret avazın çıktığı kadar haykır, umarsızlığı, kahpeliği yok et içinden ömrüne atılan her taşı her tokatı avuç içlerinde yoğur nerede vurulduğu belli değil çocukluğunun çünkü yaşasaydım, yaşasaydın, yaşasaydık insanlık da yaşayacaktı buralarda bu topraklarda adını haykıracaktım sonra dağlara, taşlara nehirlere, kuşlara, çiçeklere ve güneşi getirecektim sana avuçları nasırdan kanarken babamın anamın o ürkek bakışlarına takılırdı gözlerim nasılda ürkek bakardı anam nasılda içi sızlardı oysa bilirdi babam güçlü babam yiğit babam namuslu bir emekçiydi ey ınsan beni insanlığımla sev beni kendinle bir tut beni ezilmişliğimle beni sömürülmüş ötekileştirilmiş ayrıştırılmış ve asimile edilmiş yanımdan sev beni imla kurallarında olmayan tedavülü imha edilmiş bir özlemle sev beni insan yanımdan sev dilin rengin ırkın mühim değil orta doğuda ki bir çocuğun hüznünde sev beni illegal sevinçlerin adında bul çiçeğe bakan bahar da gör yarını kucaklayan sensin çünkü ve içimde ki çocuğun ellerinden tut beni dili yasaklanmış bir çocuğun özgürlüğe olan inancıyla sev çünkü ben yaşamın en haliyim özlemini kurduğum ibrahim dalkılıç 14/08/2016 14:25 izmir |
Şairim.😊