pişmanlık nöbetiAyın ışığını sardı bulutlar Geceme maziden esiyor rüzgâr Bir kuru ağaç gibi ömrümden Savruldu anılar .. Kayıp yollardan, kızgın çöllerden Geçip gitti hatıralar Koşup yetişemedim peşinden Karanlığa karıştı keder yüklü kervanlar.. Bir dağ lalesinden sordum seni Haberi yoktu Hüznümü döktüm sulara Kalbimin güvertesinden Sonu yoktu.. Yumdum gözlerini karanlığa göz kırpan mumun Ellerimi çektim ellerinden umudun Kurtulup korkusundan çocukluğumun Düşündüm, düşsem taş gibi, koynuna bir kuyunun. |