Bir Elma Ve İmam-ı A’zamın Babası (Menkıbelerden Ders Almak)Allah C.C. teslimiyet bitmez sonsuz hazine İslam’la şereflenmek ne güzel bir dünya hayatı İman etmek iman gereğini yapmak ne şereftir kul için İnsan dilinde gönlünde nur damlar Nur Resul yolunda atılır adımlar Dünya ahiret için çalışır bu canlar Helal kazanır helal yer imanla coşarlar Hak yolda gönül hak aşkıyla tüterse Hak yoldaki nuru kul görürse Tadına varmak için kul varmayı bilirse Candan cana can bulur nur ile koşar Cümle gönülleri mukaddes bilir böyle yaşar Buyurun bugün İmam-ı Azamın babasının evine konuk olalım Alacak dersimizi candan cana alalım Hak yolunda hak Rahmanla olalım Dünya ve ahiretimizi imanla dolduralım İmandan mahrum olanlara dağıtalım İmam-ı a’zamın babası Sabit (rahmetullahi aleyh) Küçük yaştan beri ahlakı temiz, takva ve vera sahibi idi Yüzü gayet nurlu olup zühdü, salahı ve ilmi pek çok idi Bir gün bir dere kenarında abdest alıyordu Suda bir elma gördü Abdestten sonra suda çürüyüp gidecek olan bu elmayı alıp yedi Fakat tükürüğünde kan gördü Şimdiye kadar böyle bir hâl görmediği için Tükürükteki kanın bu elmadan ileri geldiğini tahmin etti Yediğine pişman oldu Elmanın sahibini bulup helalleşmek için dere boyunca gitti Nihayet yediği elmaya benzeyen bir meyve bahçesi gördü Sahibini sordu Bu zatın gayet cömert ve ihsan sahibi olduğunu, Hatta ağaçta bulunan bütün elmaları toplayıp götürülse Yine bir şey demeyeceğini, Bir elmanın ne ehemmiyeti olacağını söylediler Buna rağmen elmanın sahibini buldu, meseleyi anlattı, Ya parasını almasını veya helal etmesini istedi Kalp imanla dolarsa Kul iman nuruyla yol alırsa Helal yemeye dikkat eder bir an şaşarsa Dünyası hayatı olur karanlık Karanlık ışık olsun diye canı çıkar sanki bir anlık Devam edelim bakalım neler olacak İmanla olanı neler bulacak İmanla olan samimi değil mi belli olacak Bahçe sahibi gencin bu halini görünce takva ve verasının Doğru olup olmadığını öğrenmek için şöyle dedi: Yediğin elmam için ne vereceksin? Altın gümüş neyim olsa veririm Ben altın gümüş istemem ama Eğer kıyamette senden davacı olmamı istemezsen bir teklifim var, Onu kabul etmen gerekir Teklifin nedir? Yapacaksan söyliyeyim... İslamiyet’e uygunsa yapabilirim. Kör, sağır, dilsiz ve kötürüm bir kızım var Bununla evlenmeye razı olursan o zaman elmayı sana helal edebilirim. Sabit hazretleri ahirete kul hakkıyla gitmemek için bu teklifi kabul etti Düğün hazırlığı yapıldı Sabit hazretlerinin ilk gece odaya girmesiyle çıkması bir oldu Hemen kayınpederine koşup, Efendim, bir yanlışlık var galiba, içeride sizin bahsettiğiniz vasıflarda bir kız yok, tam tersi!) Kayınpederi tebessüm ederek, (Evladım o benim kızımdır, senin de helalindir Ben sana kör dediysem, o hiç haram görmemiştir Sağır dediysem, o hiç haram duymamıştır Dilsiz dediysem, o hiç haram konuşmamıştır Kötürüm dediysem, o hiç harama gitmemiştir Var git helalinin yanına, Allahü Teâlâ mübarek ve mesut etsin İşte bu evlilikten, yani böyle ana babadan İmam-ı a’zam Ebu Hanife hazretleri dünyaya geldi Allah C.C. teslimiyet bitmez sonsuz hazine İslam’la şereflenmek ne güzel bir dünya hayatı İman etmek iman gereğini yapmak ne şereftir kul için Bu beden hayat can kula emanet kiralıktır Bu nefes bakarsın çıkacaktır bir anlıktır Gaye bir anlığı nurla iyilikle doldurmaktır Dünya hayatına önem vermeden ahiret hayatına yönelmektir Dünyada sapla saman ayrılmakta İyi güzel sınanmakta doğru samimi olan hep kazanmakta Yalanla kazandım diyen bir andan sonra yıkılmakta İyilikle bir anda yıkıldı görünen ölümsüz hayat için dirilmekte Görünen yüzün görünmeyen yüzü kula bir anda görülmemekte Allaha teslimiyetle yaşan imanın lezzeti ile sabırla yaşamaktadır Hakla olmayan nefis şeytanla olur kötü akıbetten kaçamayacak Kanat kırarak uçmaya çalışan uçamayacak Kötülükle gezen kötülükle iyiliği yıkmaya çalışan yıkamayacak Hak yolda hakla merhametle olmayanda dünya ahirette gülemeyecek Mehmet Aluç-Kul Mehmet |