yüzyıllık yalnızlık
Deli bir çocuk edasıyla koşuyorum sokaklarda,
limitsiz bir bekleyiş oluyor yüzyıllık yalnızlık.. Arka bahcelerinde arıyorum hayal meyal, Dudağımda silik izli mayınları. İstanbul oluyorsun birden Göğsümün orta yerinde gökyüzünü avuçlayan gözlerinle Orhan veli oluyorsun Balıkların sessiz tınılarını dinliyoruz birlikte.. Bir antikçağ kentinden geçip Heykellerin suskun soğukluğuna gömülüyoruz. Uçurtmanın ipleri gibi,yüzyıllık yalnızlık.. Bardağımda aksi koyu harelerin, Parmaklarımda tarihi canlı bir koronun, Eski,ahşap bir konağın içine süzülüyoruz... Gülüşlerine ekleniyor mürdüm eriği öyküler. Saklanıyor köşe bucak bizden Bir pencere kenarındaki özlemler.. Sancılıdır,hoyrattır,ıssızdır.. Uçurum kentinden aşağı inen rüzgarın Mayhoş çığlığıdır şimdi Yüzyıllık yalnızlık... |