YARASA
Kelimeler doğurgan…
Masabaşımda gri bir yalnızlık oturuyor. Bardağımda geceden kalma keskin bir şarap kokusu… Dışarıda sokak satıcıarının dolanık uğultusu… Bir yağmur başlıyor aniden. Yalnızlığım yatağımdaki ayaklarıma dolanıyor. Parmaklarımdan başlıyor kemirmeye , Kemirdikçe odama camlar dökülüyor. Bir karınca görüyorum alnımın üzerinde, Elimle silkeliyorum yere. Yere bakıyorum,eflatun halımın üzerine. Kocaman bir atlas görüyorum çizgilerin içinde. Bir çığlık atıyorum önce, Sonra kararıyor her yer. Karanlıkta dönüyorum şimdi. Zaman yok,mekan yok,sınır yok… Ben döndükçe dünya duruyor. Dünya durdukça ben dönüyorum. Gözlerim kamaşıyor irkilerek, Işığa bulanmış kendimi arıyorum. Kafamı yokluyorum önce, Saçlarıma dokunuyorum. Her bir saç teli, Islak ve yapışkan. Seviniyorum. Fakat… Fakat bir soğukluk hissediyorum tam sol yanımda. Avuçlarımı sol yanıma ittiriyorum, Korkarak. Ve işte o anda, Dehşete düşüyorum. Kalbim yok!!! Çünkü kalbim yok!!! Bir yarasa sallanıyor yanıbaşımdaki dev ağaçta, Kalbimi ağzında görüyorum. Koşuyorum,ben koştukça yarasa da koşuyor. Bana kalbimi ver!diye bağırıyorum. Yarasa sarsıntılı bir kahkaha patlatıyor. Sen yıllardır kalpsiz yaşıyorsun, İnsanlardan hayallerini çalıyorsun. Onlara vaad ettiğin evlerde şimdi binlerce ölü oturuyor. Bir kalbin yok senin! Asla da olmadı! Böyle yaşamaya mahkumsun! Yatağımdan sıçrıyorum. Bir bardak su içiyorum,alnımdan terler damlayarak. Sol yanıma bakıyorum. Atıyor. Uyuyorum... |