BALIKÇIMırıldanıyor dünya. Bir üçgenin gri kenarında. Adımlarımızı sayarak... Betondan bir zemin, Ayağımın altında kayıyor. Yön... Yönümü çiziyorum havaya. Hava... Otantik kokulu mekanda. Satıcılar geçiyor . Hepsinde tebessüm... Aydınlık... Yazlık... Sonra... Gözüme takılıveriyor. Omuzları düşük, Gözleri hafif kapalı, Şehir uyanık. İnadına uyanık... Yorgun elleri... Damarlı derisinde, Ilık balıkçı kokuları... Bir denizin uzak kasabasında , Bir sevdiği vardı diyorum. İpek’ten saçları dökülüyordu. Belki ... Beyaz gerdanına. ... Belki de... Rüyalar görüyordu. Zengin olacaktı. Çok parası olacaktı çok. O her gün gördüğü kırmızı arabayı, Kendisi alacacaktı. Mahallenin en güzel kızı Necla... Neclayı da Ali aldı ya! Yoksulluk! Yukarıda aşağıda, Yerde gökte, Kapıda pencerede, Hep yoksulluk... Bağırıyor . Balık var balık! Almayana verin salık! Ömrü uzasın yazık! Naylondan kelimeler örüyor Ön dişlerinin, Sarıya çalan arasında, Baharı yetiştiriyor. Amca diyorum: "Ver ordan bir kilo." Gülümsüyor. Tarihinin, Yaldızlı acısını görüyorum o an. Kızıldeniz’in gözleri yaşarıyor. Kızıldeniz’in... Kapalıçarşı... Yüzümün mimozasında... Balıkçı amca... Balık var balık! Almayana verin salık! Ömrü uzasın yazık! |
Kalemin daim olsun
_______________________________Selamlar