HİÇ BU KADAR ÖZLEDİNİZ Mİ?Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Bir gün bir şiir soludum bilemedim kolumun kanadımın bu denli kırılgan olduğunu.
Üstat sormuştu şiirinin birinde:’’Sizin hiç babanız öldü mü?’’ Öldü ve defalarca tattım ölümü o gittikten sonra. Sineye çektim hayatı en kırılgan güfteye sığınmayı da meziyet bildim. Mekânın cennet olsun baba. Cemal Süreya’yı da rahmetle anıyorum.
Söz verdim ona, tek bir söz;
Gözlerinde gördüğüm irinde takılı aklımın Reçine tokası. Kara meleği buyur etmiş kaderin Örtülü peçesi: Gece gibi gizemli, Aşk gibi buyurgan Ve kopuk aklın imleri Hatta kırık tekeri bilinmezin indinde Kerelerce tökezlemekten mütevellit Bir boş vermişlikte. Söz verdim ki kerelerce dönecekken, Çektim kara kaplı defterin perdesini, Sığındığım üstü açık tabutta, Dilimde bir tekerleme: Sormuştu şair kerelerce, Hani henüz büyümediğim ahir zamanda. Henüz ölmemiştin zahir, Yıkanırken musalla taşında Ergen düşlerim. Mücbir sebeplerle yasaklamıştın ağlamayı. Beni yine de ağlamadım sanma hani, Sormuşlardı bir zamanlar: Nedir elbisenin bu hali? Öyle ya, mendilsiz çıkmıştım o gün sokağa, Üzerimde bir ağırlık Ve imam sormuştu, Çekmeden kader tetiği: Helal ettiniz mi hakkınızı? Boykot ettiğim ne çok ırgat düş, Ve yanımda kimsecikler yokken, Ölü toprağı serilmişçesine atime, Kala kalmıştım bir başıma, Dememe bakma asla baba Ve özlediğimden ziyade, Özlenmediğime kâiniyim Hele ki gözünden sakınan bir mertebeye Yerleştirmişken beni; Bilfiil sürgülediğim tokmaklı kapıyı, Ses etmeden sorgu suallere yanıtı özür bildiğim. Gönlün yırtık güncesinde Karalıyorum adını mutluluğun, Karalandığımdan ziyade süt kokan Çocuk neşelerimi kaçırmadım henüz, Kaçan trenden arda kalan o iste Kaybolmuşluğuma koyarken son noktayı. Ölümlerden ölüm beğenmezken, Hak görmezken ayrılığı, Şimdi ölmeden peşi sıra uğurladığım Kibirli süzüşleriyle, Akla ziyan bir hengâme Yine donatıldığım ama konduramadığım, Sormasam da sorgulandığım Ve alabildiğine hoyrat bir itirafname, Aklımın pervasızlığına nazire eden Bir düş kırıntısından ibaretim. Gönülsüz bir serzeniş, Gaddar döngünün rehaveti çöktü çökeli, Çekim gücüne yenik düştüğüm evrenin, Nazarımda akıbetim bir romandan sızan, Satırlara sığdıramadığım ne çok kelam: Pervazındayım alabildiğine, Süzülen bir kırlangıcın kanatlarında Gönderiyorum dua yüklü sevgimi, Ellerimle kazdığım kuyunun En dibindeyim şimdi. Asla da sormasınlar; solumda yatan Muhaberatın kepenklerini indirdim çoktan, Teneffüs ettiğimden ziyade Telaffuz edemediğim tek bir cümle: Hiç bu kadar özlediniz mi? |