Kim bilir kim, kaç yiğidi hasır üstüne yatırdı? Sevenlerin üzerine doğan güneşi batırdı. Ah bir dili olsa idi neler neler anlatırdı Gözyaşlarını saklayan güncenin hüznü olmasa.
Gözlerinden dökülüp de kirpiklerinde gezerken Vuslatına günler saydım hasrete ferman yazarken. Günden güne hicranın deryasında yüzerken Gülistanda gül koklayan ecenin hüznü olmasa.
Gecenin kara yüzünde açıktır her iki gözü Bir yanında aşk badesi bir yanında hasret közü. Anlamı yitik cümlenin ağlıyorken özü sözü Öksüz yanını yoklayan hecenin hüznü olmasa.
Koyup düşler küfesine elemi tartmazdı kantar Yorulurdu hüsran ile gözyaşı satan tezgâhtar. Mutluluğun kapısını açar giderdi anahtar Her güne hasret yükleyen gecenin hüznü olmasa.
Ulaşmak ne kadar zordu sevda denilen otağa Aşk düzünde yürüyorken takıldılar bin bir ağa. Kavuşurdu eller ele kavuşurdu dağlar dağa Yar deyip de yol bekleyen nicenin hüznü olmasa.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Hüzün Bestesi şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Hüzün Bestesi şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Tebrik ederim Rasim kardeş.
Selam ve saygılarımla.