SESSİZLİĞİN KUYTUSUNDA...
Hazanı resmettim baharın miladı iken
Mayısın tam da ortası. İşkillendi kırlangıçlar ve beyhude bir tekerleme Takıldı diline sevi iken içinden çıkamadığım O hazin pencerenin pervazında Yetim düştüğüm esrikli düşlerim. Soldu mizacı yenginin, Takıldı yelkovan görünmez iken Zamanın iz sürdüğü o sarkacın indinde Sarpa saran hezeyan yüklü özlemlerim. Mimlendi zaman, Mimlendi sevda: Gömülü sarnıcın kuytusunda Esir düşen kim bilir hangi ölümlü imge? Düş perisi sağdıcıydı kaderin, Dememle yarıldı gök kubbe Ve peyda oldu en sefil rüyam, Kambersiz düğün olur mu misali, Teğet geçti yürek Düşmüşken yolu nazenin bir aşka. Geceden korkan hangi yıldızsa Göz kırptı usulca yine de maharet bildi Sessizliğin kuytusunda konuşlanan Rehavet yüklü bir gizem iken Ayın parlak ve vakur ıslığı. Gönülsüz müydü de yoksun kılındı zaman Sarkacın gümbürtüsünde Yoldan çıkan kim bilir hangi sevda da İndinde sezinlediği buğulu bir masal Kayıp döngünün iflah olmaz en berduş imgesi: Sağaltan yaraları yine Dilimin döndüğü kadar Pervazına tırmandığım menkıbenin Kim bilir hangi simgesi, Gözlerden ırak bir var oluş kadar Siteme mahal veren bir rütbede Sırtımı sıvazlayan yalnızlığın. Ukde kalan son bir tekerlemeden ibaretim aslında Ve muaf tutulduğum o günce, Olmaz mı hikmeti; Hem de nasıl bir rahmetse Yalnızlığın yüreği burkan tınısı. Söz bir Allah bir, dememle Tabi olduğum şu döngüde, Kala kaldım belki de en vakur Ve en sırdaş imgede takılmışlığı aklın, Artık nasıl bir hezimetse, Düş pazarında ceplerime doldurduğum Ölümlü üç beş sergüzeşt ve beyhude Tekerlemede ısmarlarken mutluluğu, Rast geldiğim kaderin Çatık kaşlı rehaveti çökmüşken omuzlarıma, Kaldıramadığım onca yükte Varsıl bir gölgeyle rastlaşmışlığım Değil mi ki yüreğin kırık tekeri? Yine kaldı yolda hem de mabet bildiğim En demli sevgide yoldan çıkmışlığı kadar Akla zarar bir tümcede Dirayetsizliğine sarıldığım aklın Can pazarında tokalaştığım kaderin O sözsüz ıslığında vuku bulan Nasıl bir kerametse, Safran sarısı bir düşte kaybolmuşluğumdan İbaret olsam keşke Ve saflığın dibinde konuşlanan Şu çocuk sevinçlerimden arda kalan Bir resmi donatsam baştan aşağı Yüreğime sığan o mizacı nasıl da sıcak Bir esintiden sızan bir hutbe ise, Dilimden düşmez iken sevginin niyazı. |