MADEMKİ O VERDİ EMRİ...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Zühre’sisin muadili olduğum gök ikliminde sırnaşık mehtabın da g/izini süren ve süregelen matemimsin geceye yolculuk başlamadan sağdığım sözcüklerle tıktığım içine bavulumun ne de olsa az sonra kararacak evren ve ben baş başa kalmışken Huda’mla aydınlık kılınırken dünyam hayali arkadaşlarıma ettiğim veda gibi yalnız geçen çocukluğumun hala sonlanmadığı o buğulu sesinde aşkın yâd edeceğim âşık olduklarımı… Aşikâr aşkım ben: aşikâr çocuk kalbimde seken tek hece Reşit olmamışken dahi düştüğüm aşklarım… Bakmayın hani çoğul nüksettiğine Ne de olsa aşka âşık ve aşina yüreğimin Mizacı ile kondum ben İlahi Ateşe. Yüzümden düşen bir parçadan ördüğüm devasa bir buket Her salındığımda aşkla Hicabın da karekökünde saklı iken yalnızlığım… Ah, hafız sanma ki sıradan bir faniyim sıra dışı mevsimde Saklı tuttuğum mealim Ve ben defalarca aşka düştüm Hüznüm dahi reşit değilken Komşu çocuğun bindiği bisiklete doğru koştum Yalpalarken sokağın bitiminde Heyecanla özür de diledim Kazaya sebebiyet vermeden koşar adımlarla evime gittim. Henüz yetim düşmemiştim Babamın koruyucu kanatları Ve ayıp sandığım aşkın beni çağıran varlığı Bilemedim bir yitim olacağını Bilemedim de yüreğimin ritminde sonsuza kadar saklı olacağını Komşu çocuk taşındı sonra unuttum da onu Yıldız hızında Sektiğim kaldırım değil Sarktığım pencere hiç değil Benden millerce yol uzakta kim varsa Bazen bir film yıldızı bazen parlarken ismi Delişmen mevsime esir düşmüşlüğümle Dünyanın diğer ucundaki sanatçıya âşık oldum Hatta ona mektuplar yazıp Okuldaki yolculuğumla İngilizce kalem dostum oldu Rengim mi? Rakımım ya da… Yakalandığım rüzgâr mı? İyi de esen benim iç âlemime Emsalsiz üşüdüğüm Bazen titreyip aşka düştüğüm Her halükarda sevebildiğim aşikâr Öylesine temiz ve saf aşklardan geçti ki yolum ve ömür Sadık olduğum kadar iç âlemime Hem Rabbimdi sevmemi öneren Bense bilmeden İlahi Aşkın peşinde Dönendiğim kadar aşkın çevresinde Meğerse pervane kimliğimi bahşetmiş kader. Evet, ışığım… Evet, karanlığın dibine vurduğum… Elbet eyerlediğim atım ve çizmelerim Belki de tuzruhu içtiğim kazan Ayan beyan aşka âşık Şadırvanında benliğin nasıl da uzak Durduğum nice gölge nice münafık Bense âşık oldukça koşan Rabbine. Aşk hep muhalif. Aşk illa ki dertlerden mustarip. Aşk hep de imkânsız İşte bu yüzden çok sevdim pervasız Bile bile gerçeğe dönmeyeceğini asıldım hareye gökte saklı Harladım özlemi özneme sadık Hırlayan köpeği de sevdim Havsalam almazken beni yok sayanları dahi Muzip ve muktedir yürek iklimim Sevdamın da vaveylası Aşkla erdim hidayete Yaza yaza geldim nihayete Lakin bir adım sonrası yeniden doğmaya delalet Ölüp dirildim pekmezinde aşkın Bildiğiniz aşklardan da değil hani: Bense alabildiğine ılıman ve ıssız. Hasat zamanı düştüm yola… Kimse haset dolu uğramadım yanına. Hazandım ya da kış Kışkışladığım kimse nefreti sırnaşık Haz etmedim yalandan Haiz olduğumsa devasa bir yürek ezelden. Hakkın rahmetine kavuşan kaç âşıksa Şıklardan elediğimse imkân dâhilinde Neyse vuran yüreğime Bazen vurgun yediğim Düşmez kalkmaz bir Allah madem Başım gözüm üstüne İçine düşülesi nice aşktan da aldığım payıma Katık ettiğim nice duygu Bense kararlılık ile ilerlerken Allah yolunda Elbet bulduğum kendim ve Rabbim Umduğumdan ötesi uğurladığım nice duygu nice sabi Ben ki saf varlığımla Saf tuttuğum kadar aşkın merkezinde Kıraç topraklardan ürünler biçtiğim Şüheda olan hangi duyguysa aşkın da içtiği Bir bir deştiğim ömrün kuytularında sahi saklı Elbet aşkın mizanseni Sönmezken de feri Neferiyim aşkın ve kâinatın Mademki O, verdi emri. |
uçsuz bucaksız haya dünyan
emek var olsun
çok emek var
şiirin ecesi
kutluyorum,,,