bu bir ölüm istasyonudurruhuma dokun sevgilim. dokun ki; içimde baharlar açsın. güneş doğsun dağlarıma. ve denizlere yakamoz düşsün. ve gökteki ay yıldızlara sarılsın. ve senle beni hiç kimse ayıramasın. bu dünyada, ve öbür dünyada. hep ölüm gibi yaşadım seni, ve yaşamak gibi öldüm sende, ve bir sensizliğin içinde kaldım. ellerim bir boşluğun içinde seni aradı durdu hep. ve yatağın soğuk tarafına sarılarak ağladım. soğuk ve derin bir yalnızlık içinde kaldım. kırık bir can parçasına, ve keskin bir bıçak kanamasına direndim. biliyorum, bir gün bu hasretlik son bulacak. bu özlem, bu kahır, ve bu ölümden beter sensizlik. ve yine serpiliyor ruhum içime doğru. bir bir yağıyorum. bir damla gözyaşı dökmeden. kurak bir mevsimi yaşar gibi, soğuk bir ilk bahar akşamında, kar soğuğunda kalmış bir serçe gibi üşüyorum. biliyorsun ki; ben hep sana adımlıyorum yüreğimi. sen gibi yaşıyorum bu hayatı. sen gibi nefes alıyorum. ve bir alev topunun, ortasında kalmış gibi senden yoksunum. küllerinden doğan bir ceylan gibi, yeniden doğur beni sevgilim. ve bizi gören her canlı, ölümden aşk doğdu desin. bu bir ölüm istasyonudur, özgürlüğe giden son seferindeki trenlerin. ibrahim dalkılıç |