korkuyorum
sözün geçmediği bir rıhtım gibi
kaç liman sonrasına demirlemiş ki mutluluk söylenecek çok şey varken söylemeye tek söz bırakmadan bir bıçak kesiği gibi bir idam gibi ve bir yakamoz gibi yüreğini bir şiire emanet etmek güneşe küsmek ve güne geç uyanmak gibi senden uzak yaşamak ve ölmek gibi bir dalgaya tutunmak bir nefes gibi milyon kez nefesine katmak yüreğimi ve sana bir mavilik çarpsa yüreğimin mısralarında gök kuşağı açar gibi yüreğimi avuç içlerine bırakırdım yüreğim ki en çok avuç içine yakışırdı ayak izlerinin ardı sıra gelsem kalabalık sokakları adımlar gibi arasam seni bir kum tanesinde bulsam bir papatya yaprağında koklasam seni ve bir bulutun gri tonlarının altında kalsam sen yağsan ben sende ıslansam yüreğimde bir gök gürlüyor korkuyorum korkarak bakıyorum öyle içten ve öyle içimden yağıyorum ki bir düş görür gibi kendimden, senden yaşamdan, yaşamaktan korkuyorum. ibrahim dalkılıç 16/05/2016 23:50 izmir |