Tırtar / MalihülleÖKÜZ ÇOBANLIĞI İLE YENİ BİR EVREYE GİDERE YENİ YETMELER öküz güttüğümüz baharlardan hemen önce sidiklileri, sümüklüleri, vee tembel kızları ayıklamış, başka kızları da tanımış olurduk hatta ilk kavgalarımızın temelinde; “asla;, aslaa aslı-astarı yok” diye, yemin billah edilse, bin kere, bin kerre inkar gelinse “üçden dokuza şartlar şart olsun” diye yemin edilse de “mektepdeki kız”ları bulurduk, hem de can düşmanlığı kan davası seviyesinde rakiplerimize garazlanırdık Çataldepede, Gölyerinde, Kocacayırda, güttüğümüz hayvan kendi kendine, geviş getirirkene guyruğuynan meşgulken sıcakdan, eşşekler bir aşağı, bir yukarı başlarını sallamaya başlayınca, tabannarı yağlardık tez elden heleşenk yanında “beker hocası”na varılır ya da elebaşın tam annacında yer kapışılır mevzi alınır.. eğişilir, yamışılır, gözlerinin içine bakılır, “ağzının içine düşülür”dü sanki müptelasıydık “geride kalmak” kimsenin işine gelmezdi can paralardık.. çünküüü; her an konu, o anda orada olmayanın yakınnarına gelebilirdi “neminazıım birilerinin ağzına sakız olmakdanısa” bir an evvel heleşenk kadrosuna girmeliydi akranları saf dışı bırakma arzusuyla her çareye hazırdık her şeye vardık çıkmadık candan umut kesmez her hal-ü karda çareler arardık, durduk yerde, “a(ğ)zıynan guş dutan tingozanın teki”, “bi hıyarağasının önde gedeni” “olmadık bi gonuynan alakalı tahası kel alakalı seni bi yere olmadık bi mahanayına(n) yollamaya ga(l)kıyosa getmek ilazım, neme(l)nazım “ıı-ııhh” deme işin aslı “ı-ıh” deme şansın da yoktu aslında neye biliyon mu? ordakı herkeşi garşına alısın”, biz kimseyi karşımıza almayı göze alamazdık.. “-tabii, getmek emme bi an evvela da dönmek ilazım ki;.. senli hekayeler ayileni , yakınnarını da içine almasın bizimo(ğ)lan değilise “yandı gülüm keten havla” herkeşin suratındaki muzip gülüşlere, alaylara” can sıkıntımıza “yaş tahtaya yan basma”mıza mani olamazdık, “-en çok da son zamannarda birinin adı garışmışsa bi fanfinfon işine olmadı gelişgin, fingirdek, hopba, herkeşin a(ğ)zını sulandıran, bi gızın gardaşı, akrabası filenisen olmadı, etişgin halan ya da dul bi garı varısa ayilenizde -eşeklerin yerini değişdirmeye -filan bunardan su, -falancanın harımından bosdan -filancanın dağdaki ağacından, erik, armıt, gayıse olmadı ütmelik nohut getirmeye falanın bağında üzüm olmadı, falanın tarlasından garpız, kelek günün gederine göre gök, ham, kelek, sası neyise yolmaya, aşırmaya, çalmaya istemeye, getirmeye mamir edilisin ı ıhh deye istida yazamayı göze alamazdık.. ne etiraz edebilisin, ne getmen deyebilisin naçar, isdemeye isdemeye de getsen sen da(h)a yola düzülmeden gonunun nereye geldiğini bal gibi de bilisin emme elden ne geli(r) elimiz mahkım.. annamazdan gel”irdik en acısı da annardık emme gene de can sıkardık.. hatta olmadı “-kelek çalınacağısa “ben edemen” mi dedin Gozir’i yanına ğata(r)llar, seni sınarlar hemi seni, hemi de onu dillerine dolarlar bilmezden gelir, güya annamazdık” bile bile ladesi yutar goya salaklaşırdık.. “-anasına sattımın gader böle bişiy işde.. elinden ne ğelir, sen geldiğinde gonu; çokdan, köseden, ağanın garısına, yüzbaşının gızından gediklinin bilmen nesine ordan bilmen taa nere varmışdır”, goya eşek değiliz ya, bal gibide anlardık “-eğer senli gonular bitmedi ve sen de duyma menziline etişdiysen başga biri sözü alır “-len patişahın aklına şeytan girdi birinin dadını marağ etdimiydi gocasını sefere yollarımış”, başbakan; bakanı, köse, ağayı muhtar; bekçiyi, garıyı “tek düşürümüş ” ki… annarsın ya” mayır-muyur, abidik-gubidik katakulli..” bekçi galmakdanısa muhtar olmanın çıkar yolu üsdüne “mali hülle” kurardık.. DİPNOT neminazım : neme lazım, neme gerek, doğrusu, beni ilgilendirmez ayile : aile, efrat, akrabalar sası : tatsız-tuzsuz, olmamış, olgunlaşmamış, sebze ve meyvenin kendi tadında olmaması, burukluk. tek düşürmek : yalnız bırakmak, tek başına bırakmak |
Kalemin daim olsun
_________________________Selamlar