imtihânÖyle büyük yıkılmışlıklar değil Öyle büyük korkular Ya da sonu bir şeylerin Telafisiz… Buralar parçalı bulutluydu hep Buralar dalgalı deniz… Ki boğulamamak suda kaderiyse birinin Seyretmek kederiydi Diğerinin… Hangisi daha … Hangisi en … Hangisi sen, ben..? Bırakınca kendi hâline… Şehrin işlek caddelerinde bir akşamüstü gözlerim Gözlerim Boğaz’da vapur Denizde martı Gözlerim sokak lambası bazen Ve bazen tren garı Bilsen ne çok şey oldu gözlerim Yokluğunla tanışalı Zaman aksak Ellerim sağır Kahır desem –değil bu hâl Bu hâl dipsiz kuyulara çağrı Ve olağan Akışı gibi suyun Davetsiz gelip Sevilen ağrı |
İyi bir sancı vesselam... Ağırlığı cüsseyi aşınca susmak gerekli.
Ah o gözler!