küçük bir şiyir
karanlığın içinde bir nefes
vücudum gecenin içinde ince bir yılan ellerimde akşamdan kalma ayyaş ağrılar yalnızlığın saç telleri parmak aralarımda her cama çıktığımda kandırılmış kızlar geçiyor sokaktan yakama yapışan yurtsuzluğumu silkeleyip atsam mekansızlıklardan dökülüyor dilimden kir gözümden zehir gömüsünden çıkıyor metruk kentin yirmidört ayar/sız yalnızlığım bahçem sarı şimdi saksafonunun ahenginde dans eden saksıya diktiğim üçbeş türkü filizlenir odamın tütünsüzlüğünde hisli bir is gibi.. sol ayağımı çakıp dizimi büküp kürek kürek efkar boşalttım kürek kürek eşkal tımarladım şekilsizliğin tadına varıncaya dek şekli bozuk rütbelerle yaşadım omzumda.. dünyadaki bütün matlubu alın benden bir gülümseyiş bırakın birde parlayan bir çift göz yaşlanayım birde.. sevdiğimle.. |