Cesed-i muammâ
mahşer cümbüşünde beynimde kelimeler
açık pencere arar gibi konuşamamanın dilsizliği ve k/arşımda yakarış kitabeleri avucumda bir örümcek iki kuş biri örer ilmek ilmek evimi vatanımı diğeri antidepresan içmiş kadar özgür kavgası bitmiş b/akışına meftun cesedi muamma zincirler hep ulanıyor birbirine z/incire yemin ediyor d/ilim zeytin özüne kekik kokusu aşık aynalar hep beni kopyalıyor incir çekirdeğini doldurmayan kavgayı dünyanın bedenine çakıp gidiyorum gözümün karardığı uçurum kenarında özümün ağardığı yollar keşfediyorum bir adım atsam yerçekimine baş kaldırsa saçlarım göz kapaklarımda oturan zenci emekli olsa ağırlığından uçmayı ister tüm şairler oysa düşmek bir düş kadar realist huyum suyum kurusun yaşanmıyor acısız ve ölümsenmiyor ölümsüz ölümlüler yaktıkları yerden yanacaklar bilmiyorlar bataklık bir yerden geçiyorum s/azlıklar sarmış insan bahçelerini bir ağrı içiyorum başım tiryaki uç gün içmesem damar bulamıyor doktorlar sahi damarlarım neden morarmış doktor bey ölüyor muyum yoksa iskatımı düşün amellerimden hafiflemeyince uçmak ağır geliyor beyaz sakallı dervişler beliriyorlar ankebut bağlarını çözüveriyorlar beyaz güvercinler dizimin dibinde ellerimden tutup uğurluyorlar cennete ? cinnete ? kim bilir ! |