bedeni koyu mavi bir gemi
duruyordu öylece
öylece amaçsız ve sahipsiz
deniz sakindi
deniz sakindi de
sankiydi işte.

sanki bir şeyler...
bir şeyler oluyordu sokakta
yüreğimden habersiz
bilmiyor...
bilmiyordum
o kadın söylüyordu
bilir bilmez mırıldanıyordum
parmaklarımın arası ateş
halımın üstü
ve hâlimin altı tamamen kül.

adio...
adio kerida

tam karşı apartmanın
tam da beşinci katında. hani...
hani biraz fazla uzansa
dip köşe kirli kalmasın diye...
fakat her nasılsa kaymıyordu ayağı.
ve gelini ya da kızı varsa
sövüyordum kallavi
cam silmek için yeterince yaşlıydı saçları
kadındı. kadındı pencerenin dışında
ve kadındım hançerenin içinde
anneydim biraz
her annenin bir parça
annesinin kızı kaldığınca
söylüyordum ben şarkıyı
o israilli güzel kadınla.

komo la...
komo la roza

bugün ne pişecek demiyordu
şarkının sözleri.

"her genç kız bahçede bir gül gibidir
kana bulanmadan önce ."

gemi öylece duruyordu da hani
biraz yan dönmüştü sanki
sakindi de deniz, sankiydi işte.
bir şeyler...
bir şeyler oluyordu yüreğim
en büyük acıyla
en sonsuz mutluluk arası bir oda
elimde
elimde tozlu bir bez. siliyordum
bilerek mazi lekesi nedir.

komo la reyna en su lecho
ya kayo se dezmayo

ya ayağı kayar da düşerse şimdi toprağa
yasları saçaklı kadın
köşesini temiz bırakarak
lanet olası pasaklı camın
ve bunu da mı ben düşünecektim
kızı yok muydu

benim bir ölü annem vardı oysa.
ayağı pervazdan değil
hayatı aşktan kaymış.

bedenim koyu mavi bugün Yasmin.
ve sakin ve fakat sankiyim biraz.




babam’a...

JD