on iki eylül çocuklarıydık kancık silahlarla durulduk bıçak yarası gibi sevdaya on ikiden vurulduk
ihtilalden üç beş yıl sonrasıdır herkesin eylül öyküsü vardır bizimkisi alengirli yalandır
..............................eylülden sonra asker oldum ..............................eylülden sonra aşkı buldum .........................eylülden sonra damat durdum ............eylülden sonra evliyken okullu oldum
ekim devrimi gibi ömrüm hep kan hep gözyaşına boğuldum oysa ki ben ilkbahar doğumluydum
Leyla’nın Mecnun’u var Aslı’ya Kerem’di yar Feriştah sen beni kara gecenin yalanlarına sar
ve sen yüreğimde fer/yadın zemheriyle efsunlanmış soğuk kadın melankolik bir amcadan kalmıştı adın
. . .
..............................(eylülden sonra asker oldum)
askerlik on sekiz ay dediler hasretimden ağlıyordu gemiler onca zaman görmeyip bilmediklerim... köyün meydanında gözlerimin önüne serdiler
ihtilalden ihtilale büyüdük aşk yolunu ölü ozanlarla yürüdük ham meyveyken körpe dalda çürüdük
..............................(eylülden sonra aşkı buldum)
bi ben yoktum vardıysa ötekiler bi ben har’dım sır’dıysa ötekiler ötekilerin mezar bekçisiydi yüreğindekiler
..............................(eylülden sonra damat durdum)
elalemin dudağın da harlayan ateşi gördüm bir yalanın dilinde parlayan ayrılıktı ömrüm onca zaman görmeyip bilmediklerim... kara bir köpeğin üçlemesiymiş meğer
ırmaklardan ağlayarak geçmişim bir yüzüğe bin azrail seçmişim zehr-i şerbet aşkı ile içmişim
....................(eylülden sonra evliyken okullu oldum)
nişanlıyken aralanan kapının dili çaresiz ardına kadar açılırken esmer şeytan-i dinsiz onca zaman görmeyip bilmediklerim... karabasan uykusunda korku gözleri edepsiz
hiç bir zaman hiç bir yürek rahat durmadı kanadı ekmek derdi aşk yarayı sarmadı bir okul ki bir yıl yürek vurmadı
...
sabaha eşinin kaçacağını anlayan temaşasını gönül gözünden gördüm geceden ayakkabısına akçe bırakan koca ozan Aşık Veyselden de kördüm
geçti ateşten ve ihanetten silmediklerim onca zaman görmeyip bilmediklerim bir masaldı sanki dinlediklerim
...
"yıllar da geçse demincek bıçaklanmış dal.." değil kökünden sökülmüş ağaç toprağına aç
sen zehir saç "gördün mü Şükran’ın yaptığını" diyen kara it için -öldür Şükran yengeyi .....................öldür anneyi- siz de söylüyorsunuz diye kaç
ve derenin sesine karışırken bir zibidinin sesi "Şükrana mı geldin?" deyince soğuk sesimle ve buz gibi gözlerimle "hayır ben sevdiğimin annesine geldim senin de Şükran yengene" diyosam
anne hakkının ödenmezliğini bildiğimdendir kul hakkından da öte
dedim ya sarı saçlı kumral tenli çay buğulu kahve gözlü on iki eylül çocuklarıydık ...zemheride kar yalnızlığına savrulduk ..............kancık pusularda yalanlarla vurulduk
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
kıvılcım fırtınası... 5 şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
kıvılcım fırtınası... 5 şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Yureginize kaleminize emeğinize saglik değerli dost kalem ben bu şiirinizi yürekten alkisliyorum muhteşemdi o duyarlı güzel yureginize saglik kalemini daim olsun saygı sevgi dua ile kalin
Aslı’ya Kerem’di yar
Feriştah sen beni
kara gecenin yalanlarına sar
ve sen yüreğimde fer/yadın
zemheriyle efsunlanmış soğuk kadın
melankolik bir amcadan kalmıştı adın
Kutlarım hocam