bana nebir kaç kelimelik sözlerinin arasında yalanla yaşarken sen öylece ben hep haylaz bulutları ağırlardım sensiz aldığım her nefesde ki...her ezan vakti ağlarken duygularım dar ağaçının gölgesinde senin umutla umuda sıktığın kurşunlar yaraladı yeniden beni ve ben ne çok sessiz intiharlar biriktirdim buz kesen ellerimde kahpe bir sevdaymış senin ki telafisi olmaz artık ahir ömrümde ki yalanla gerçek arası yaşayışlarının ardından bakarken öylece ben bütün yaralarıma şimdi tuz basıyorum sen hiç bilmesen de hiç bir şey temiz değil bekareti bozulmuş artık bütün akşamların silahın namlusu dayamış mutluluk değil de sanki afatı bir zulum ve ben sürgün edilmişken senden uzağa düşlerim bu kadar yılgın varsın yeniden çivilensin kederler bir biri ardına bana kime ne ve gel gör ki kabus dolu gecelerimin yok bende devri yada nöbeti mevzilerde hep peşkeş çekip kirletiyorlar bütün masum sevgileri ki... alehimde ki yargısız infazlarım okundukça bana titriyor dilleri bundan sonra karanlık günlerime yeni bir ay doğsa bana ne fayda artık ben gidiyorum sessiz sedasız bilmediğim karanlık bir meçhule sana veda etmek zorlasam da inan ki gelmiyor gelmeyecek dilime ayrılıkların en güzeli belki de böylesi makbuldür yada hiçi hiçine beddua dolu sözlerini ardımdan sıralasan bana ne sussan bana ne ay/su |
ne vakit çıktın gittin hayatımdan ben görmedim,
ne vakit aklına koydun benden ayrılmayı hissetmedim
kaldım öyle bir başıma..
nasıl çıkıp gittin ses çıkartmadan yüreğimden
ne vakit terk ettin sol yanımı giderken canımdan
ben duymadım hiç ayak seslerini
vay gülüm,bıraktın beni kederlerimin içinde yine
sattın canımı ecel eline
şimdi ben ne yaparım bu yaralı halimle
kime gider kime içimi dökerim
bu halimle kimin kapısını çalarım
kim kucak açar göz yaşlarıma
kim buyur eder beni sofrasına
kim yer gösterir bana..
vay ömrüm,
ne vakit çıktın gittin gözlerimden ben görmedim
ne vakit aklına koydun beni sırtımdan hançerlemeyi
kaldım tek başıma soğuk odalar,da
nasıl açtın gönlümün kapısını hiç ses çıkartmadın
ben duymadım kokularının benden sıyrılışını
vay gülüm,geçer,mi şimdi sen olmadan kederlerim..
attın ellerinle beni yusuf'un kuyularına
şimdi ben ne yaparım nasıl alışırım bu hayata
kime gider kime içimi dökerim
bu halimle kimin kapısını çalarım
kim kucak açar göz yaşlarıma
kim buyur eder beni sofrasına
kim yer gösterir bana..
vay ömrüm,
.........................nerelerdesin gönüllerin dostu nerelerde...