bıyıkları bile terlememişti henüz direnemedi merminin sıcağına, ölürken ne güneşi tanıdı ne güzü. sığmadı gün güneşe, pimi çekildi anacığının güneşinden vuruldu yeryüzü.
ah oğul…! cinayeti yarattık ama kurtaramadık kendimizi ölümden kaç ölümdür bir yaşamın ederi? kurşun nasıl vurur bir çocuğu düşlerinden postal izi, barut kokusu mudur insanlığın kaderi?
ah oğul…! gökkuşağının az sonrası -b a r ı ş- yakın mıdır acep kurtuluş günleri? acının deminde umudun ışığında yeşil bir zeytin dalı gibi yaşayarak azaltmalıyız ölümleri.
Zulüm tarlasına çevirdik bu şişko Dünya’yı -savaşan askerler soruyordu: birbirimizi hiç tanımıyoruz, birbirimizle hiçbir sorunumuz yok, o halde neden birbirimizi öldürüyoruz ki?- . Ah ne acı! Yüreklerimiz barışık ama liderlerimiz değil. . -Şu masmavi gökyüzü bizim, Pırıl pırıl güneş bizim, ay bizim, yıldızlar bizim Kapkara yeryüzünde bu kavga niye?-
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Requiem şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Requiem şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.