Felsefeye Devamda Devam-1-2-Yine daldım felsefeye Felsefe ve dinin kaynağı neye dayanır Felsefe akıla Din vahiye dayanır Zaten vahiye ve akıl olduktan sonra felsefeye ne gerek var Vahiy ile akıl varken insan neden boş olanı ararmış Karanlık binlerce akıl arasında kaybolurmuş Biri akıl ile alakalı Diğeri vahiy akıl ile alakalı Akıl değil midir değişken alacalı bulacalı Bugün der doğru yarın der yanlış Bugün üzülür yarın büzülür ondan sonra akıl süzülür Vahiy değil midir değişmeyen bir Rahmani yol Vahiy ve akıl hakikat değil midir? Vahiy hakikate ulaşmak için yol değil midir? Atılmaz satılmaz elle tutulmaz akıl kaynaksız ne yapar? Akıl bir önderi örneği olmadan kabul etmeyen değil midir? Kuru safsatalar içinde kaybolan değil midir? Önce der bana sonra der bana sonra der yine bana Yanlış yaptığını görür ağlar yana yana Vahiy doğru hakikat yolunda gerçek olan değil midir? Vahiy varken felsefeye ne gerek var Aklın yok fikirsizlikte sınırları Yazmazsan nerede bulur satırları Binlerce düşüncenin yükünü fikrini taşımaz el âlemin canları Bu felsefe nasıl bir şeydir Hakikat var iken kendi değişken aklı ile yol arar Son anında ölümlü olan akıl nasıl Baki fikirler üretir kaynağı ölümsüz olan olmayınca Binlerce karanlık yol bulur şaşar Bulduğu karanlık yolda kaçar Felsefenin cevapları kesin sonuç içermezmiş Kesin sonuç yok ise boşa kürek sallamakta neyin nesi Kim aldı kendine yakışmayan nefesi İşte felsefi birkaç soru Kesin cevabını veremedikleri İnsan özgür müdür? İnsan için en üstün iyi nedir? Yaşamın amacı nedir? İdeal bir toplum düzeni ne olabilir? Genel geçer cevabı yok felsefede Cevabı var ya işte vahiy ’de Ne gezersin boş çöplükte Arasana soruların cevabını vahiy ile birlikte Vahiy ile dal düşüncenin berraklığına gerçek felsefeye Ne diye zamanı öldürürsünüz gerçek olmayan gerçeksizlikle İnsan yüce vahiy ile yücelmekte Aklını öndersiz kullanınca batmakta çürümekte Yine daldım felsefeye Çok şükür çıktım içinde yine vahiyle Yoksa binlerce soruya cevabı olmayan Her an değişen akılla cevapsız cevap ara Sonra sıkıntı ile düş sen dara Yüzün olur kara Açılır gönüllerde zıt görüşlerle yara Ondan sonra doğru yolu ara bul düşme dara Vahiy varken düşmez kul dara Açılmaz gönülde hiçbir yara Acıları vahiy sara Biraz verelim az ara Mehmet Aluç-Kul Mehmet 2 Akıla soralım felsefi anlamda Doğru neye göre doğru? Yanlış neye göre yanlış? Felsefenin aklı arar arar arar Bulamaz cevabı Ahmet’e göre doğru Mehmet’e göre doğru Ramazana göre doğru Yok, yok dün Ahmet doğru dediğine yanlış demişti Yanlış kime göre yanlış Cumali’ye göre mi? Bayrama göre mi? Ama dün Cumali yanlışa doğru demişti Ama önünde Vahiy denilen İlahi bir kitap olunca Demek ki bu Yüce Allah’ın dediğine göre Yanlış ve doğru diye ölçü alacak Neden yanlış İnsanlığa zarar verdiği için yanlış Neden doğru insana yarar verdiği için Yüce Allah istediği söylediği için doğru Yani bize faydası ve zararı olduğu için Şimdi felsefe doğru bir görüş alıp yola çıkmayınca Hepten yanlış Alçalış Batış Çırpınış Yok oluş Gerçeğin önüne kapı Perde Düşme sakın derde Sürünme yerlerde Mehmet Aluç-Kul Mehmet- |
yaradılış ve yaradılışın gayesi Kuranı kerimde ayan beyan netken ve açıp okumak varken aklın idrak noktasını zorlamaya gerek yoktur...
hayatı sorgulamaktır felsefenin kısa tanımı...
uzun tanımı ise sayfalara sığamayacak kadar göreceli,
insanı doğadan ayıran ve kendi doğasını oluşturmasına fırsat veren “doyumsuz merak” anlayışıdır. Felsefe merakla başlamıştır, merakın farklı şekilleri olarak yaşamını sürdürmüştür. Felsefe şahsi olandansa evrensel olanı, olayların görünmeyen taraflarını, işin aslını; günlük olandansa genele ilişkin olanı merak eder. Merakı merak etmektir, ya da düşünmeyi düşünmektir denilebilir.
Daha dün ne yediğini unutan insanların kavrayacağı bir kelime olmamakla beraber nereden geldiğini ve nereye gideceğini bilmeyen aciz insanların düşünebilmeyi düşünmesini beklemek biraz tuaf...
keşke herkes hayat felsefesini dini temeller üzerine kurabilse... belki o zaman düşünmez ve sadece idrak ederdi...
tebrik ederim abi...
selam ve saygılarımla...