işte burası rüzgar
Hazana kırılan odam
Hani birkaç eylül akşamı Penceresini zorladığın Eline aslında kaç yaprak sığar Sen bilirdin yol yordam Kurumadan sarı ihtişamı Olmadı bir gece uzattığın Neyse birazdan mehtap çıkar Yine hüzünlenir bu adam İşte aynasız dört duvar Üçünün gözü bir resimde Hala iyi onun giyimi kuşamı Altında ilk mısrasını fısıldadığın Ümidi olan son dizeye kadar O şiir ki koşarım her seslendiğinde Oynatır bağrımdaki taşımı Aklıma gelirdi dala asıldığın Neyse birazdan gün solar Yine efkârlanır siyaha kestiğine İşte masan taburen hala yatar Kadehlerde mey kokusu Örtün der gibiler alır giderim başımı Bıkmadan her sabah tozunu aldığın O şişelerle uzun süredir yatar Hiç bitmez şusu busu Bir yeni dörtlüğe çattırır kaşımı Hatırla az mıydı dolandığın Neyse birazdan bir yıldız kayar Başlar avucuma düşer mi korkusu İşte eski radyo üşenmez çalar Biraz kederimden aşırır Unutturur yarım asır yaşımı Adı sır bilirsin güz şarkısının Hani sona doğru umut saçar Yağmurla kar barışır Nağme denince silerdin ya gözyaşımı O sıralar farkındaydın çağırmadığının Neyse birazdan gözleri sızar Olur da kahveye şiir bulaşır |