YOK BÖYLE BİR ATIŞMANURANİ /// AŞIK YÖRÜKOĞLU ATIŞMASI Ben aşığım veciz sözler saçarım, Vallah çıkarırım hışını senin. Sanmayın ki bu meydandan kaçarım, Elimle çekerim fişini senin.........AŞIK YÖRÜKOĞLU ... İşte düştü tora, sazanın biri Zehir ederim bak AŞINI senin Derini yüzerim ha diri diri Kumlara atarım DİŞİNİ senin….NURANİ ... Sonra atışalım Nurani usta Ortam çok karışık hanım da hasta Yarın sabah karşılama var dosta Yoksa bozar idim düşünü senin........AŞIK YÖRÜKOĞLU ... Madem hasta yenge var git yoluna Acıdım-üzüldüm garip halına Saçını kesip de verirdim eline Çabuk bitirirdim İŞİNİ senin…….NURANİ ... Kara kara düşünürsün her yerde, Nerden düştüm dersin çileye derde, Hacılık hocalık bulunur bir de, Üff desem keserim çişini senin.….AŞIK YÖRÜKOĞLU ... Rahvan at misali, uzun koşarım Savaş meydanında Hamza coşarım Elini bağlayıp “ayak” duşar’’ım Kala almam asla ÇÜŞÜNÜ senin…….NURANİ ... Dost dost diye gece gündüz ağlarsın, Heder olur karaları bağlarsın, Boz bulanık dere gibi çağlarsın, Söyle kim silecek yaşını senin..….AŞIK YÖRÜKOĞLU ... Doğru bildin deli-dolu akarım Boynuna yağlı bir urgan takarım Bu gençtir demeden yere yıkarım Söyle kim kaldırır “LEŞİNİ” senin…….NURANİ ... Küheylan misali hızlı koşarım, Artistleri sevmem hemen boşarım, Osman Nurani’’ye mezar eşerim, Kaçsanda bırakmam peşini senin..…..AŞIK YÖRÜKOĞLU ... Uğraşma ciğerim gözün oyarım Yüzünü döşünü “kana” boyarım Tahtadan yapılma sala koyarım Kozan’da keserim “BAŞINI” senin…….NURANİ ... Ağırca konuştun vallah susamam, Bunun sonu gelmez zehir kusamam, Yörükoğlu der ki dostu asamam, Sünnet ederim bak kuşunu senin....AŞIK YÖRÜKOĞLU ... Ne kar dayanır ne buz bu güneşe Bundan böyle geçtin artık eniş’’e Yenilen pehlivan doymaz güreşe Göremeyiz artık TUŞUNU senin....NURANİ |
Kalemin daim olsun
__________________________________Selamlar