Çocukluğuma armağanım. . .
’’Annemin’’
sen başarırsın, yaparsın okşayışlarının izi hâlâ sırtımda, cinler periler top oynardı akşam üstü sokağımızda, yalan da söyleyecek değildi ya abim ... Üşütürmüş deniz suyu, ilk kez gireni. Tıpkı ilk kez ellerinin boşta kalması ile eşdeğermiş. 16 yaşına kadar deniz görmemiş bir çocukluk ki, acısı tam da şuramda. Bu yüzden yüzmeyide bilmem, hiç su yutmadım babamın kollarında, yatay durumda iken, herhangi bir deniz’den ... Ta ki gözlerinde yüzme hevesime kadar. Gerektiği kadar görmezden gelinirdi yanaklarımın mesken tutmuş kırmızılığı, kızarıklığı, utanmayı yürüye yürüye okul yollarında bıraktım çocukluğumun yarısıyla birlikte, işte bu yüzden dışından çok içinde taşıdıkları ile ilgilenmem insanların. . . Tüm bağışlamalarımın ipini çözdüm, umut bende rüzgara teslim uçurtma şimdi. Essin esebildiği kadar. Bu yüzden tüm heveslerimi, kırgınlıklarımı, milim milim yarım yamalak yaşanmış çocukluğuma hediye ediyorum ... |
Saygılarımla...