Leke’deli gönül, ahmak gönül, bıkmadın mı boşluktan? Tunay Bozyiğit Biz bir şiir yazarız elimiz değiverir yârin karın boşluğundaki çiğe yanar tenimizde çiçeğimiz yârdan gelen diye diye iç çeker tütüne abanır şaraptan geçeriz... Biz bir şiir yazarız terimiz tenimizde soğur benzeşir kokumuz zemheri tekelleşir omuzlarımızda ağzımızda türkü olur sıla eskimiş resimleri öper giderken yastığa dökülmüş saç tellerini tel tel toplarda geçtik zannederiz Leyladan Biz bir şiir yazarız sızlar diz kapağımızda mevsim incir çekirdeğini doldurmaz heveslere açılır kapılar açılmış saçılmış veyahut sarılmış ölürken aynılaşır iyi kötü tüm yazgılar Ölümler ve uykular aynı değildir herkes ölür oysa herkes uyuyamaz... Biz bir şiir yazarız çayı demlemeyi unutur avuçları nasır tutmuş bakışlar bir kaç el silah sesine gizlenir nakışlar bakışlar hâyınlar hırsızlar zalimler kentler yanar kentlerde vuruşur babalar oğullar oğullar babalar evlat acısı baba acısına baba acısı yâr acısına duymaz doymaz sürüsüne bereket Nemrutlar... Biz bir şiir yazarız öylece Keremleşmez kimse kimseye ileri geri hareket eder üstümüzde tepişir atlar ve katırlar kayıtlara geçer bunlar kayıtlar yerden göğe kadar haklıdır her zulüm aşığı kadar can yakar... Biz bir şiir yazarız koynuna girilmemiş sevdalar bakışır bakışır iç geçirir kaldırım diplerinde yol boyunca günahtır yaşamak ve yaşatmak Ben bir şiir daha yazarım Gün boyu elim geziyorsa belindeki doğum lekesinde öpmeye fırsatım olmamıştır sadece... Bence Bir kadını Lekelerinden öpmektir bazen ibadet Secdeye varan başın hükmüne Bu kandan daha iyi olmaz mıydı Gülüşü çocuklara benzeyen günler ve güller |
Bir kadını
Lekelerinden öpmektir bazen ibadet
Manidardı
Kutladım