ErozyonBilmiyorum neden günlerdir elim gitmiyor masanın üzerinde duran kitaplara Bir Cinayetin Anatomisi Aşk ve Gururla bir araya düşmüş Kalkıp yerimden su çektiğim demliği çekiştire çekiştire Çay dökülmüş bir top A4’e sırasıyla şiir yazıp yakıyorum... Sonra dalıyorum Dallanıp budaklanıyor içimde sevda Kartal kalkar dal sarkar dal sarkar herneyse kalkar giderler. Ağzımdaki tekerlemenin yuvarlanışı kadar zor olduğundan değil mi zaten Bu gidişler... Gömleğimin üst düğmesi kopmuş içimde bir yer erozyon ben seni seviyorum demiyorum ki sen beni seviyorsunda demiyorum kimse bişey demiyor zaten bu ara İçimde bir erozyon buğdaysız Konya ovası gibiyim Ellerin ayakların ağzın ve saç tellerinle öldürebilirsin sırasıyla ve itinayla sen beni. Sokağın başındaki seksenlik nene kurşun dökeyim evladım sana diye söyleniyor pencereden Al yazmasına kurban olduğum ne bilsin kurşun dökülmeyen gün yok ki bu çoğrafyada Tırnağı kırılmış Eleninin Rumça tükürüklü bir küfür savuruyor suratıma Bakıp bakıp gülüyorum venüs deltasına Diyorum bu iş böyle olmaz Giyinip gidelim bu şehirden ben bir fahişeyide sevebilirim Gülerek çıkıyor üstüme Dayıyor ağızlarını ağızlarıma Yeşilçam filminde değiliz koçum Tükür şimdi günahını ağzıma Ve kimde kinlediyse kanın Onda çöz Kangrenini. Üstelik Bu günlük müesseseden olsun diye diye bastırıyor parasızlığımında üzerine... Şifa istemem balından dinliyor japon arkadaşım ne anladın diyorum Hiç sesi güzeldi sade diye gülüyor Sen diyor sen neden sordun şimdi bunu Hiç diyorum hiç aklım kalmıştı sade birinde... Tedirginlikle kapıyı kapatıyorlar apartman boşluğuna merdivenlerden düşmüş sızlıyor üst kattaki Genç ve dul Yasemin Oturup yanına bir sigara yakıyorum bir ona bir bana Baksana diyor topuğum kırılmış ondan düştüm ayağına bakıyorum sonra ayakkabısına Kalkıp gidiyor sonra gözden kaybolmadan bağırıyor alayla - Hepinizin .mıma koyayım dul kadınsın bir ihtiyaçın olursa demeyi bilirsiniz anca. İçimdem bende sövüyorum İçimde kalan herşeye Biliyorum çalacak kapımı gece Bekar adamsın bir ihtiyaçın olur diyecek hince Kapatacağım kapıları sessizce... |
Bir yanımıza cennet öte yanımıza cehennem sundular
Oysa biz sırat köprüsünü bile görmedik henüz