BU SEVDADuygusu hep hasret, feryadı azap; Gönlü bu ateşe düşüren sebep! Ne şeker-leb dilber, ne ince hesap; Değil kaçılası, bu sevda dostlar. Bahçe olmuş güle, gül olmuş cana; Bülbül şakıyıp da, dalına kona. Tel saza itibar, ilham ozana; Değil seçilesi, bu sevda dostlar. Acı kahve dersin, kırk yıllık rüya! Muhabbet demlenir, dönüşür çaya! Bozadır sohbete katılan maya, Değil içilesi, bu sevda dostlar. Çıkıp bakın hele yayladan, düzden; Dağı çıngıl yeşil, ırmağı buzdan... Rabbim esirgesin kem bakan gözden, Değil ölçülesi, bu sevda dostlar. Ruh bayrağı ezan, yüz on dört sure; Bir millet yaratmış bin yılda töre, Beş vakit secdeye varılan yere, Değil sançılası, bu sevda dostlar. El ile işledim, kıskandım elden, Aşk ile düşledim, söz kattım dilden, Yandı, yandım nice, dirilttim külden; Değil geçilesi, bu sevda dostlar. Ne yar zülfünde var, ne de kâkülde; Böylesi kement tek, aşığa dilde! Gün günden artarken hükmü gönülde; Değil göçülesi, bu sevda dostlar. |