3
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1201
Okunma
Kaybolsam, labirent bir kent ıssızlığında,
Ya da;
ya da saklansam,bir kapı arkasına,
Oynanan oyunlardan gizlensem,
kendi kendime oynasam, karanlıklar ardında
Değmese ne göz, ne söz yüreğim kuytularına
Oysa yalnızlığımı seviyordum, acıttılar
Çıkmaz sokakları sevdim meselâ
Bazen yürürken, sürüklenip, dalarken
Şiirleri, şarkıları besleyip büyüttüm ben geceleri,
Mışıl mışıl uyuttum sonra,
Yine sabah oldu
ve yine geceyi düşledim.
Kahverengi ışıklarını sevdim şehrin,
Ayyaş dolaşan sokak seslerini dinledim
Bir sigara daha yaktım, tükendi düşüncelerim
Her şey bitti yine,
Ağladım, güldüm, çenem düştü
Alışkanlıkları unuttuğum oldu zaman zaman
Ve yine başa sardım,
Neydi biliyor musun beni sana unutturan
Umudun varken, ummadığım yıkıntıları aradın
Kirli elleri sevmeye meylettin
Hislerini, hislerimi sorgulamadan
beni hapsettin parmaklıklar ardına
Kelepçeleri ben taktım,
İpini sen çektin kendi boğazının.
Ölü değiliz ama yaşamıyoruz aslında
Kemerin bir beli sıktığı gibi,
eziyet ediyoruz kendimize
Gereksizken yine,
Ulaşılmaz bir varoluşun, en yaralı
en bedbaht ve en kuşkulu ikiziyiz
Ve her şey yalan bu engebede.
İçme suyu gibi tatlı, ama bitmeye yüz tutmuş
boğaz kuruluğuna açıyoruz gözlerimizi
Ve yine kapatıyoruz.
Herkesin başı sağ olsun...
5.0
100% (7)