Enler
Ne kadar büyüksünüz
Ne kadar güzel Ne kadar yüksek makamlardasınız Ne kadar Işıl ışılsınız Koltuklarınız da ne kadar merhametli Aman da ne kadar vicdanlısınız Kimin kursağından ne geçti Kim evine ekmek yerine her gün kefesine dert yüklenip gidiyor Nereden bileceksiniz Şimdi bu gam yüklü kara tren hangi raydan çıkıp, nereye çarpacak kaçınızın umrunda Layık bile göremediğiniz insanca yaşamla sav(aş) veren kadınlar Bir şey daha Kadının kadına yumruğu mermiden daha ağır neden? Şimdi çıkmaz sokaktasınız duvara toslamak üzeresiniz aniden frene bastınız kimin canına kastınız? Büyük balık küçük balığı yer doğru ya zehri size zarar verirse ne yaparsınız? Vefa duygusu ne kadar onarır kalbinizin kırılan yerlerini? Kim çocuğu için bu kadar direnir? Neden direnen ahlak, namus, şerefle ayakta durana çelme takılmaya çalışılır? Neden hükümdarlar hep bana hep bana der Neden bir ekmek bölüşülmemek üzere pazarlığa bürünülür de askıya bırakılmaz mesela Kepçeyle alan kaşığın yarısını da neden zorlar Kendi zorlu bir mücadeleyle bu günlere gelince neden unutur geçmişi Neden işverenler ezik sever Neden işine bağlı, cesur, çalışkan, sahiplenenler iki dudağın arasında ısırılır Ruhunuz kaç kuruş eder, buyurun hesaplayın şimdi Söz bitti… |