cennetin aşkını ateşe öğretmeyinateş çırpınıyor bak çarptığında bedene ihtiyarlamış bir yüce kaya sımsıcakken can yakmadan savrulmak ister geceyi üstüne saldığım rüzgar uslanmaz tavırla saldırmak söndürmek beyhude iken ısrarın ne işen yarar ey! gözüm önünden akışan nehir katıp göndermiştim çocukluktan arda kalanım mesut bahtiyar birikimlerim neredeler, haniler gün aydınlığı beklerim, yoksa karanlıkta ne işim var üşüyorum ondan yaktım ateşim neden canım üşütüp dururlar son limana yakın dediler uğradım işim yokken burlara, can gezmek istiyor can konakladım öğrendim, tanıdım sesinden zulüm her yerde kol geziyor inan dense inanmazsın gene de yoklan kendin bak, koca kaya yangınlar içinde üşüyor kefen biçmeye gelme gene de henüz erken, sana vermez ister canım kendin bilir zamanın,sefil azrail gölge takmış gezerim libas üstüne kutpumda bir cebim karınca besler ıssızlık yayan güneşsizlikten ölü doludur diğeri cenabet gezer kokmuş cesetler, kapkara yüzler ölüme işkenceyi kim öğretti size hamurum kendim yoğurdum kendim pişirdim saf ateşte ılgıt ılgıt yanarım taştan ördüm ocağım kendim yanar giderim, sıska bir köz var önümde hüzün ateşim yüksek ruhu dar, suyu bulanık şimşekler çaktı çoktan, ocağım paramparça hala sımsıcak gülleri pişiyorken ateşte cennetin aşkını ateşe öğretmeyin soğutmadan sıcak canım, erkenden gömütle meyin. 27.01.2016 11.45 |
Çok güzel duygular yansımış.
Okuyarak Beğendim...
............................... Saygı ve Selamlar...