Bir masa, bir tabure, bir de senDalga sesleri gecenin bir vaktini döverken, yalnızlık karanlığında çaresiz tüm hüzünlü şarkıları sahiplenir ruhum. bedenim dirensede zamana yosun tutmuş kayalarda saklanır anılarım. sevdiğim bir masa, bir tabure bir de "bade" her zaman ki tazeliğinde. kızıl saçları fırtınalı deniz, gözleri iştahlı bakışlara utangaç her masanın gediklisi "müptela" belki; varolmasına izin verilmemiş bir neslin çocuğuydum fikirlerim,zamansız türeyen abse misali... Bade’nin karşısında çaresiz kızıl saçlarında sürüklenen nabız atışlarım. özgür olduğum kadar esarete bendimi yıkacak kadar özgürlüğe koşmanın vaktimidir? dudaklarımda acı bir gülümsemenin ardına saklanmış mayhoş ıslaklık. Ya olmasaydın! nasıl özümserdim fikrimden damlayan kan’ı, kimsesizler mezarlığından çıkamayan tanrıları, genlerimizin ihanetini kabul’lenirmiydim neslimin yok oluşunu? bak bade.! gecenin bir vakti sarhoş dünyanın dehlizlerindeyiz. sus! damlamasın dudağından sevinç. bu gün yine sabahlarım bir masa,bir tabure, bir de sen... |
saygılarımla
zaralıcan