TARİH BEBEĞİ (Gülce-Buluşma)
Şimdilerde uzun kulaklı saat kulesi şaşkın mı şaşkın
Mısır kaynar, Yemen ağlar nedendir? Dicle’ de kan kokusu, Fırat’ta göz yaşı Hayâlet evlere dönmüş ilçelerimiz, Kara bulutlara gömülmüş Güney Doğu’da Memleketimiz... Saat kulesi kör, saat kulesi sağır, Bir bebek çıkar bulutların arasından, Kör olası zamanların içinden Elinde kâğıt kalem Ağır ağır yazar, saat kulesinin inadına Yeniçağın hakikatini Ve gülümser geleceğe Eli ay çiçeği, gözü menekşe Dudağı lâle... Der ki: ------"Tak etti! Yetti! --------Bu yapılan ihanet, oynanan oyun -----------Ey iki dilciler! ---------------Ey Kandilciler! -------------------Dürülecek defterleriniz ! ---------------------İşitin, bilin, duyun ------------------------Huzura kavuşacak ---------------------------Milletimiz, memleketimiz ! Ulubatlı surlara, ha çıktı ha çıkacak Az kaldı, bekleyin ki, kesin göreceksiniz. Su, zaman, ülkü, amaç; hepisi de akacak Bu akış nedir diye, mutlak soracaksınız... Sonra da İstanbul’dan, Karadeniz’e doğru Bir vapur çıkar dertli, yorgun bileceksiniz. Şu Samsun’un evleri bakar denize doğru Siz de evet siz de hey, birgün geleceksiniz... * Tarih bebeği derler buna Her yüzyılda bir gelir, Çizer yeniden kaderleri Ve çeker alınları yukarı... * Savaş şimdi dağlarda değil be gülüm Evde, masada, mecliste, medyada Şehirlerde, yollarda, caddelerde Üzgünüm... El yapımı bomba, tüfek; ne varsa daha daha... Bir kâğıt parçası değil ki toprak Her santimi sulanmış şüheda kanıyla, Yakında, çığ düşecek, gök çökecek Kahpeler, kalleşler üstüne Bu milletin destanıyla ve Gülerek beşiğinden tarih bebeği Hepimize el edecek... Şu dönme dolap zaman, Şu tek kutuplu ayı, oyuncak... Bu kancıklık ekran ekran Bu döngü kısır, Sabrımın hazinesinde Hepsi boş, hepsi sıfır ... Üç beş Taşnak artığı Beş altı dönme, kaltak Hendekler ardına saklanan Veled-i zinaya bak !.. * Çağırın uyuyanı, uyansın, gelsin Deyin ona kalk ! Kalk!... Kent meydanında buluşalım Sabah yelinin elleri tarasın saçımızı Ve Işığın ıslığı alsın kulaklardan, vicdanlardan Ah’ımızı, alacaklarımızı... Yanan okullar, evler, bahçeler yeter! Dinecek bu ağıt, bu hüzün, dinmeli! Bu ateş sönmeli gayri, Sönecek!... Mustafa CEYLAN |
Şairlerin şiirlerini beğenen ve paylaşan insanların şiirleri paylaşılmalıdır…
…………………………………………… Saygı ve Selamlar..