3
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1343
Okunma

(M)üjdeler, müjdeler verin, aydınlığın türküsünü yakana
“Selâm doğru yola uyana olsun”
Dip dalgası, nefsinin yokuşundan akacak,
Görülecek hesabın, susma n’olursun…
(U)zun gecelerin seherleri öptüğü
Pamuğun içinde yürüyen yollarda iplik
Yaprağında ağacın gün doğumlu sancılar
Köklerde anlatılmaz gariplik.
(H)aydi çık sefere, tak ışık kanatları
Başaklarda depreniş, sularda bir kör ebe
Yaralı kuşların bitir hüzünlerini, gel anlat !
Nasılmış muhasebe?
(A)h be ah ! Topla, çıkar, çarp, böl; doğru mudur terazin?
Kaç arşındır, mazine sakladığın yağmalanmış arazin ?
Hangi vakit gelecek, biliyor musun?
Azrail’in…
(S)ür atını güneşe, karşıla gelenleri
Bu gelenler Hacı Bayram erenleri
Solfasoldan aşağı çotuk çotuk üzüm var
Yarasına yüzyılların inanın ki çözüm var.
( E )şkiyâ karanlığın bağrını delen ateş
Caddelerde müthiş koku, insan tenindeki leş
Yarını düşün, yarını; eşim, dostum, kardeşim;
Elif lâm mim…
( B )u kelebek vadesi, bu bitiveren rüyâ
Azap dehlizlerinden yükselen korkunç sesler
Gezip dolaştığın yerlerde yok olan medeniyet
Vekilsiz son savunma, cılga yolda hevesler
( E )y Ceylanlar ceylanı, jelâtin bu hayatlar
Bir imtihan salonu, ortasında hayat var.
Ağlar sürüklenen gazel, eskir güzelden daha güzel
Muhasebe yap da git, bu vakit sana özel…
Mustafa CEYLAN
5.0
100% (3)