Sabır ve şükür, şûbe-i îmândan kanattır,
Sabrı ve şükrü düstûr bilmek gerçek san’attır.

Şükür îmâna, îmân sabıra vâbestedir;
Sabır ve şükür, cihânda en a’lâ bestedir.

Ben söylemiş olayım sana burdan çift satır;
Sabır en a’lâ tutum, îmânı hatırlatır.


Îmânın gri tonları tehlike arz eder,
Sâlih kul îmânı, Tevbe kırk’la şarz eder.

İmaja değil, îmâna yatırıp yap kazan,
Îmâna yatıran balina, imaja, sazan.

Ben söylemiş olayım sana burdan çift satır;
Îmân en a’lâ tohum, Emîn’i hatırlatır.


Kur’ân’dır saltanât-ı felâhın yek adresi,
Hidâyet rehberidir Kur’ân’ın her katresi.

Gazel değil Kur’ân, necât yoludur herkese,
Allah diyen Âdem, Kur’ân’ı koyar merkeze.

Ben söylemiş olayım yine burdan çift satır;
Nûr-i mubîndir Kur’ân, kıb-le-yi hatırlatır.



Gıbtâ varken, hasede sarılma Hayy aşkına,
Taksimâta i’tirâz eden, döner şaşkına.

Hased ile olmaz bu iş, gıbtâ ile bilen,
Hasedle gıbtânın farkını, Furkân’dan dilen.

Ben söylemiş olayım sana burdan çift satır;
Hased hannâsdan hâsıl, hasârı hatırlatır.


Mâdem ki dönüş Allâh’a, koyul hemen yola,
“Yolum uzun” deme, kabirde verirsin mola.

Kabir, karanlık tünel, ölümle geçilecek;
Yol üstünde ektiğin tohumlar biçilecek.

Ben söylemiş olayım sana burdan çift satır;
Kabir en büyük şâir, Kebîr’i hatırlatır.


Ayırd etmek istiyorsan, hak ile bâtılı,
Kur’ân’a bak da gör, faydalı ile âtılı.

Hak-bâtıl adına ne varsa eder dermeyân,
Kur’ân vekîl istemez, o Hâk’kı mu’cizbeyân.

Ben söylemiş olayım yine burdan çift satır;
Bidâyettir Kur’ân, sana se-ni ha-tır-la-tır.