DÜĞÜN!!
Yağmur gözlerine düşünce hüzünlü bir düğünde yeryüzü
Toprakla KAR evleniyor yerküre düğün alanı Yüzünde sabahın parlayan ışığı iç çekişir Ve karanlık gece de ay gece feneri gibi asılır Yıldızlar sis içinde kalır, sokak lambalarında uçuşan beyaz kelebekler gibi kartaneleri Başıboş her anı çıldırmış Palyaço gibi insanlar paltolara sımsıkı sarılmış Gözsüz yüzsüz başsız yuvarlacık Kırmızı burunlu kırmızı kulakları sarı benizli insanlar Kaşları çatık yüzlerinde kederli bir benzinlik Ancak sorulunca sarınca turuncu bir güneş Bozar gecenin sessizliğini Geceler beyaz geceler asi buz tutmuş kolları Durmadan koşar saat durmadan Karda yol almak, yürümek güç Buz tutmuş ayaklarının altında kar Yürümek sabır işi VE ölmek ondan da beter Ve bu havalarda toprağa gömülmek Ne olur bu havalarda teğet geçsin gelmesin ecel Uzak dursun insanlardan canlılardan Belki de sıcak bir düş kurmak Basitleşir ve belki de kolaylaşır baharı beklemek Şöyle gün ışığı sarsın bedenini insan ölürken Kim bilir kaç güzeli sevdi kaç güzelliği eritti koynunda bahar Nasıl gülebilirim titreyen titreşen akşamda Bunca aç varken sokakta Ve bunca ölüm varken vakitsiz Hiç kimse sevmiyorsa insanlar birbirini karşılıksız Ne anlamı var saygısız yaşamanın Uyanmasam düşüncelerden Çalsın saat bilinmez bir zamanda Aşk vurduğunda Savaşlar bittiğinde Ölümler dindiginde Kalpleri sevgiler döndüğünde İnsanlar birbirini karşılıksız sevdiğinde Uyandırın beni düşlerimden ... Nurten Ak Aygen 02.01.2016 |