12
Yorum
31
Beğeni
5,0
Puan
1347
Okunma
Yüz görümlüğü sevdalarda, o kayıp imgeleri
Sırdaş bildiğim kış akşamları:
Yeknesak hüzün,
Tütün kokan odalarda,
Öylesine bir ömrün demli kıyılarında
Ne varsa yalıtılmışlığın
Günü birlik elem yüklü kıblesi iken
Yüz sürdüğüm.
Miracım sadece tefekkür ve alabildiğine;
Derin sarnıcında yükümlü bağımlılığım iken,
Her rast geldiğimde
Ellerim uzanır boşluğa kifayetsizce.
Mihrak dolu yankıları yoldaş bildikçe gönül,
Arsızca sırıtsa da ölüm:
Varlığın teamülünde kırık bir tebessüm,
Belli belirsiz çehremde dolaşan gölgeler.
Koyultulmuş kuytularında süregelen sefası
Kul bilip kucak açan anlamsızlığa.
Yan gelip yatan devran seyreldikçe:
Ne çok tahakküm ne çok edim,
Sırdaş bildiğim hidayet yüklü varlığında
Anbean solmak kadar beyhude,
Mızrabı kırık bellemişim bir kez,
Yine de çalmaktan geri durmadığım
O yarım şarkı,
Haznesine yığsam da gönül gözüm yorgun,
Sevda bilip de payıma düşen derin bir elem.
Yâd ettim hüznü,
Kırık ömrün kıyısında paye vermiştim oysa:
Ne depreşen ne közlenen
Anlık sarkacın himayesinde o döngü.
Konup konduracağım tek bir buse
Yürekteki silik maziye,
Anlamlandıramadığım temsili bir sahne:
Başrolünde kıyamet,
Kim bilir, neler neler hüzne delalet.
Kırık yargılarda nükseden o hibeli dokunuşu
Kıdemli hüzünler depreştikçe
En dibe yığılı.
Hükümranlığında gölgelerin
Sığındığım kalbi o nüktedan seyrin,
Noksan yine de her daim sol yanım:
Kıpraşan imgeler ne ruhsuz ne de yoksun.
Riayet ettiğim salkım saçak duygular,
Sone ermeden küllenen
Dalgaları emsalsiz süre gelen yeknesak
Bir şarkının kırık namesi;
Gömdüğüm en derinde
Aşkı hidayet bildiğim.
Varsın kırık hükümlerde anılsın ismim:
Hücreleri kaygan ve yüreksiz demli üzünçlerin,
Hoş bir rabıtada asılı kalmaksa
İnkâr edeceğimi sanma aslımı,
Asılsız rakımda devinen mademki şu gönülsüz devran,
Sanma ki koyulmakta düşlerin
Hanidir demlendiğim ömür yettiğince.
5.0
100% (23)