SÖYLESENE
Yalnızlıktı yoldaki arkadaşım.
Gölgem sakınırdı kendini ondan. Öyle acılara gördüm ki ömür yolunda tenim dirhem, dirhem kör bıçak yarası, Vuranın sen olduğunu gördüğümde, Yok bu sen değilsin diye kendimi inandırmak için kör kuyulara attım sen diyen kalbimi. Nedense Yusuf’laştı kalbim, Sordum ne diyorsun sen? Kanayan yaralarını unutmuş, çektiği acılara eyvallah etmeden asileşti öylesine..! Boğazıma attığın ilmiklerle yürürken tenim her hücrem ses verdi sen diye.. Sahi kurduğun kancık pusuları, yüreğim kınından çekilmiş bir kılıç gibi yerle bir ederken er meydanında, Ve ben ışıldarken güller niye şebnem damlaları ile ağlaştılar toprak anaya.. Hani bilirsin budaktan sakınmadım gözümü, sahi sen miydin beni kör eden? Gecenin sessizliğine ve dört yanıma sinen kör karanlıklara sen diye umutlarını büyütürken, Yani gök kubbeyi yorganım, toprak anayı döşeğim bildiysem sen niye yedi tepeli şehrin kör sokaklarında kendini kandırdın? Hani diyorum, ben bir damlayım deryadan koşan dalga misali ve Vuruyorsam kıyılarına hayatın, Sahi sen neden yakamozlarımızı yağmaladın? Hişşşt sus. Susta dinle bak; bu rüzgar gibi bizde savruluyoruz vuslatına ömrün. Hadi dinlesene kalbini cesaretin varsa... Hadi tartsana vicdan terazinde insan yanını ve söylesene bu hayatın toplamı kaç gram, Sarafım diyorsan; öyleyse söylesene ikimizde kaç ayar insanız? Yok ben değeri biçilmez elmasım diyorsan, söylesene seni parlatan benim sevgimiy di? Yok, Yoy söylesene sende yansıyan mı? yoksa benim sana değil hakkın sana yansıtığı nurun hangi renk? Şiir Kamil Üci |