EY YAR
EY YAR
Gözlerini kamaştıran Güneş huzmeleri değil bilesin yar Şavkına aldanıp ta Taze yaradır sanma Kaç bağlaç sonrasında, kaç edatla Hece, hece sen de yanarsın Kök salmadık, Kabuk bağlamadık hiçbir acı yoktur ki bende Sen diye kanamasın tenim yar Dokunmaya kıyamadığın katreler Şebnemler damıtmakta dudağından Epik şiirlerle varsağı yazmakta lehçelerin Ağıtlar yakmakta Avşar bozlağı Hissettiğin kına kokusunun Cennette olduğunu sanma Küf bağlamış acılarımın kokusudur yar Sakın derinlere inme Bırak ta içten içe kanasın dursun Sensizliğe kök salmış acılarım Katmerlenmiş duygularımı Paslanmış acılarımı en üst seviyeden kutsadım Tasavvuf ehlinin dualarıyla ve Senle mücellâ ettirdim bilesin İlahiler okuttum Bektaşilere nefesim kesilerek Şathiyat-ı sofiyane şiirler yazdım Acılarımla alay ederek Senle divana durdum susarak ey yar Yürekte mihrine sayacağın bir aşk Mücella ettirdiğim acılarımla Sana çift kanatlı kapılar açıp Yüreğimi tokmağın örsüne astım Kabulüm dersen şayet Yüreğimi de sererim ayaklar altına ey yar Hadi gel Efkan ÖTGÜN |